Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....

tarihli temlik sözleşmesinin geçerli olmasına, menfi tespit davası açıldıktan sonra temlik alacaklısı(...)'...

    Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen çekte lehtar konumunda olması sebebiyle çek tazminatından sorumluluğu bulunmadığı nedenine dayalı olarak borçlu olmadığının tespitin talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen senetlerin dava dışı lehtara kira ilişkisi sebebiyle verildiğini ve ödendiğini, davalı hamil, ciranta ve lehtarın birlikte hareket ederek bedelsiz kalan senetlerin tahsil etmeye çalışıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı...vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/06/2012 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; menfi tespit istemi yönünden verilen hüküm kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine dair verilen 12/04/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve tazminat davasına dair karar, davalılar ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya üzerinde yapılan incelemede davalı vekilince verilen temyiz dilekçesinde, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasının talep edildiği ve temyiz eden vekilince 04.12.2015 tarihinde 200.00.-TL gider avansının ödendiğine ilişkin tahsilat makbuzunun dosyada bulunduğu görülmekte ise de, dosya içerisinden Yargıtay duruşma davetiyelerinin tesbliği için posta pullarının çıkmadığı tutanakla saptanmıştır....

            "İçtihat Metni" TARİHİ : 05/12/2013 NUMARASI : 2011/329-2013/317 Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre davacı idarenin borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından reddedilen menfi tespit talebi ile lehine hükmolunan maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.05.2015 (Salı)...

                HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

                  İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu