Somut olayda, davacıların miras bırakanı ile davalı banka arasında konut kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı sigorta şirketi tarafından da konut kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, murisin poliçe başlangıç tarihinden önce böbrek yetmezliği hastası olduğu ve bu hastalığı beyan etmediği gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen hayat sigortası sözleşmesi kapsamında karşılanmadığı, davacıların menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. Dava, konut kredisinden ve bunun tamamlayıcısı niteliğindeki hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklandığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali talepli asıl ile menfi tespit talepli karşı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava olan itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, karşı dava olan menfi tespit davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-karşı davalı vekili, davacı banka ile davalılardan ... arasında tüketici kredisi sözleşmesi, konut finansmanı kredisi sözleşmesi ve bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalanarak bu kişiye krediler kullandırıldığını ve ... İli, ... İlçesinde kain 4 nolu bağımsız bölüm üzerinde ...'...
konut kredisi nedeniyle talep edilen geçmiş taksit tutarları ve masraflardan dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı sözleşme tarihi itibariyle sigorta yaptırma zorunluluklarının olmadığını, tüketicinin tercihi ile sigorta yapılmadığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan takibin bu nedenle sözleşme ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, konut kredisi sırasında hayat sigortası yapılmamış davacılar murisinin ödemeler devam ederken vefatı sebebiyle, borcun mirasçılarca ödenmemesi üzerinde başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ile dayanağı konut kredisi sözleşmesi yönünden menfi tespit ve buna bağlı olarak ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacılar murisi ile davalı arasında 2.4.2007 tarihli konut kredisi sözleşmesi imzalandığı, 24.11.2009 tarihinde kredinin yapılandırıldığı, kredi kullananın ödemeler devam ederken 9.12.2012 tarihinde vefat ettiği, bakiye ödemelerin mirasçılarca tamamlanmaması üzerine davacılar hakkında ......
Mahkemece, 360 TL'nin tahsiline, icra takibi yönünden, itiraz üzerine takip durduğundan menfi tesbit davasında hukuki yarar olmadığından usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava toplu konut kanunu uyarınca toplu konut fonundan kooperatif ortaklarının borçlandırılmasına ilişkin sözleşme uyarınca davacının kullandığı ve bireysel olarak ödediği konut kredisinden kaynaklanmaktadır. Konut kredisi kullanımından doğan davada tüketici mahkemeleri görevlidir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir. Mahkeme tüketici mahkemesi görevli olduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak, menfi tespit, sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, Haluk; age., s. 427). Bu husus, Borçlar Kanununun 108.maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada, alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü, sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Diğer bir söyleyişle, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (HGK’ nun 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 2010/427 K.)....
ın davalı bankadan konut kredisi kullanarak konut aldığını, kredi nedeniyle taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, dava dışı ...'ın kredinin bir kısmını ödediğini, sonrasında davacının taşınmazı ipotekli olarak kredi borcuyla birlikte satın aldığını, bankanın durumdan haberdar olduğunu ve sözleşme imzalattığını, sonrasında bankanın davacının ödediği konut kredisi taksitlerini dava dışı ...'ın kredi kartı borcuna mahsup ettiklerini öğrendiğini, bu nedenle kredi borcu göründüğünü, davalı tarafından takip başlatıldığını, ... 4. Tüketici Mahkemesi'nin 2008/427 E. sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığını, bu davada davacının davalı bankaya konut kredisi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, yargılama devam ederken takip dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığını, bu ödemenin iadesi gerektiğini belirterek 9.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...'...
Blok ... nolu taşınmazı satın almak için konut kredisi kullanmak istediğini belirtmesi üzerine müvekkili ile Konut Finansmanı Kredisi Sözleşmesinin imzalandığını, daha sonra söz konusu taşınmazın niteliğinin konut değil ofis olduğunun anlaşılması üzerine Sincan ......
Bu ödemeler, sözleşme yapılmadığı takdirde, kesinti yapılmadan, faiziyle birlikte geri verilir. (3) 1483 üncü madde hükmü saklıdır" denilmektedir. Somut olayda dosyaya celp edilen kredi evrakı arasında yer alan,"Sabit Faizli Konut Destek Kredisi Finansmanı Sözleşme Öncesi Bilgi Formu"nun 3. maddesinde; Konut Destek Kredisi (konut finansmanı) ile ilgili olarak, hayat sigortası, konut sigortası gibi yapılması isteğe bağlı sigortaların yaptırılmasının zorunlu olmadığının hükme bağlandığı, davacılar murisi tarafından imzalanan Sigorta Beyanının, "Finansbank A.Ş'den konut kredisi kullanmak istiyorum. Söz konusu konut kredisi ile ilgili olarak Sabit Faizli Konut Finansmanı (Konut Destek Kredisi) Sözleşme Öncesi Bilgi Formunu ve Konut Destek Kredisi Sözleşmesini görüp, okudum....