Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacının talebi İİK'nın 89.maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle bu madde uyarınca borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Her ne kadar dava dilekçesinde İİK'nın 72.maddesine göre menfi tespit davası olduğu belirtilmiş ise de davacı talebinde İcra Müdülüğünce gönderilen haciz ihbarnamelerinden ötürü borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiğinden davanın İİK'nın 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay içtihatlarına göre; İİK'nın 89.maddesi uyarınca 89/3.maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle muhatap 3.kişinin açmış olduğu menfi tespit davasında görevli mahkeme icra takip dosyasındaki alacak borç ilişkisi ve alacaklı borçlunun durumuna göre belirlenir....
Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir. Sözleşme davacı tarafça fesh edildiğine göre, mahkemece, müspet zarar olan kira kaybına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın davacı tarafça temyiz edilmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
KARAR Davacı, davalı ile 23.8.2007 tarihli konut satışına ilişkin sözleşme imzaladıklarını, satışa konu dairenin 16 ayda tesliminin kararlaştırıldığını, sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalının konutu teslim etmediğini belirterek 2.000.00 tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, davasının ıslah ile tazminat talebini 4.408.00 TL’ye arttırmıştır. Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yüklenicinin afet ortamının getirdiği psikolojik ortamdan ve acelecilikten kaynaklı hatalardan istifade ettiğini, yerel mahkemenin davanın kabulüne dair hükmünün yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yapımını üstlendiği iş nedeniyle çıkan kazı artığı malzemelerini kesin depo alanına döktüğü, işin geçici ve kesin kabullerinin de yapıldığı, bu suretle davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği anlaşılmakla mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı iş sahibi vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı- Sözleşmeden vazgeçme ve sözleşmeden kaynaklı) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6....
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında düzenlenmiş olan araç satışı ve taşınmaz devrini içerir 02/04/2008 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğundan tarafların leh veya aleyhine sonuç doğurmayacağı, bu kapsamda taraflar ancak aldıklarını iade ile yükümlü olacaklarından davacının sunulan deliller ve bilirkişi raporu ile kanıtlanan ve araç bedeli olarak protokol tarihi ile aracın davalıya iade tarihi arasındaki dönemde davalı adına ödenen araç kredisi bedeli 120.447,94 TL olarak tespit edildiğinden bu bedeli talep hakkının bulunduğu, davacının dava dilekçesinde kredi ödemesi yönünden 15.000 TL talepte bulunduğu 29/05/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi 103.447,90 TL arttırarak talebini harçlandırdığı anlaşılmakla 118.447,90 TL kredi ödemesine ilişkin davacı talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, geçersiz sözleşme kapsamında cezai şart ve menfi zarar talebinde...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 22/05/2019 tarih ve 2018/612 Esas - 2019/516 Karar sayılı kararında;"....Davacı menfi tespit ve alacak talebiyle açtığı davasında 10.000,00 TL alacak talebinde bulunmuş olup, harcı da 10.000,00 TL üzerinden yatırmış, menfi tespit talebiyle ilgili asgari bir miktar dahi belirtmeksizin dava açmış ve verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen menfi tespit davasına konu talebini kuruşlandırmamış olduğundan menfi tespit talebiyle ilgili davasını usulden reddine karar verilmiş, alacak talebiyle ilgili davası yönünden talep cari hesaba dayalı olduğundan ve davacı taraflar arasında bayilik anlaşması bulunduğunu, davalı ise taraflar arasında satış sözleşmesi ve yetkili satıcılık sözleşmesi olduğunu beyan ettiğinden tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak...
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, menfi tespit davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 72. Maddesindeki " Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : Tarafların ticaret sicil kayıtları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Dava, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, menfi tespit davasıdır....
Maddesi kapsamında Anayasa'nın 138/1 maddesi atfı ile davacıların, davalı aleyhine açtığı menfi tespit davasının reddine dair Mahkememizce karar verilmiş olup vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2019 NUMARASI : 2019/654 ESAS, 2019/668 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince, 3.kişileri etkileyecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, çekin sözleşmeden kaynaklı olup olmadığının anlaşılamadığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde menfi tespit ve tedbir talebinde bulunulduğu halde mahkemenin sadece ihtiyati tedbir hakkında değerlendirme yaptığını, tedbir talep edilen çekin sözleşmede belirtilen çek olduğunu, davalının sözleşmeye uygun mal teslim etmediğini, tedbir kararı verilmediğinden çekin ödendiğini, dosyaya sunulan delillere göre yaklaşık ispatın gerçekleştiğini savunarak mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....