Yapı İnşaat şirketine borçlu olmadığının tespiti ve iş bu senetlerin davacı ... yönünden geçersizliğine ilişkin verilen karar uyarınca; davacının senetlerin geçersiz olduğunun, senet sebebiyle kimseye borçlu olmadığının kesinleşen mahkeme hükmü ile tespit edildiği iddiası ile açtığı, İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takibe konu senet sebebiyle davacının davalıya 5.309,29-TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin ''menfi tespit davası''dır. Senetlerden bir tanesi (emre yazılı olarak, keşidecisi davacı ... - lehtarı dava dışı ... Yapı... - 04.11.2014 keşide tarihli- 05.12.2016 ödeme tarihli- 5.160-TL bedelli- malen kayıtlı- son cirantası- hamili davalı ...) İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine takibe konulmakla, davacının menfi tespit talebinin incelenmesinde; davacı paranın davalıya verilmesi lazım gelmediğini ispat etmesi gerekmektedir....
Tüketici Mahkemesinin 2017/297 Esas- 2017/320 Karar Sayılı karar ile dava konusu senetlerin geçersizliğinin tespitine karar verildiği buna rağmen geçersiz senetlerin dava dışı Nom Mühendislik Proje İnşaat ve Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şti tarafından ciro edildiği söz konusu ilama dayalı geçersizlik olgusunun davalı banka yönünden de bağlayıcı olduğu, söz konusu bonoların takibe konu edilmesi bakımından davacı-tüketicinin menfi tespit talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. 004 Sayılı İİK 72 vd hükümlerinde icra takibi başlatıldıktan sonra borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında davalının tazminata mahkum edilmesinin koşulları düzenlenmiştir. Buna göre davalı-alacaklının icra takibini haksız ve kötü niyetle başlatmış olduğunun ispatlanmış olması gerekmektedir. Her ne kadar davalı Banka tarafından Konya 1.Tüketici Mahkemesi 2017/297 E-2017/320 K....
Her ne kadar öğretide alacaklının borcun ifa edilmemesi sebebiyle müspet zararların tazminini yahut sözleşmeden dönerek menfi zararlarını talep edebileceği ve fakat hem müspet zararların hem de menfi zararların tazminini isteyemeyeceği ifade edilmiş ise de dosya kapsamında tarafların akdettiği sözleşmenin 10.maddesinin 1.fıkrası kapsamında davacının her türlü haklarını talep etmeye yetkili olduğu hükmü kapsamında hem menfi hem de müspet zararların tazmini isteminde bulunabileceği anlaşılmaktadır. Davacının talebinin ödemiş olduğu iş (eser) bedeli ile o günkü piyasa şartlarında yapacağı masraflar ile hali hazırda yapacağı masraflar arasında oluşan fark nedeniyle menfi zararların tazmini istemi olduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLER ve GEREKÇE: Dava; icra dosyasından kaynaklı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile davalıya ödenen 8.589,50-TL.'nin tahsili istemine ilişkin menfi tespit ve istirdat davasıdır. İlke olarak menfi tespit davalarında alacağın varlığını ve miktarını ispat yükü alacaklıya aittir. Uyuşmazlığın niteliği ve miktarı dikkate alındığında bu hususun yazılı delil ile ispatlanması gerekir. İcra dosyasının incelenmesinde borcun sebebi olarak "sözleşme alacağı" ibaresi yazılmıştır. Dosyaya tarafların yetkilisi oldukları şirketler arasında düzenlenen 25/03/2008 tarihli sözleşme ile taraflar arasında imzalandığı bildirilen 17/08/2010 tarihli sözleşme ibraz edilmiş, davalı vekili oturumlarda icra takibinin 17/08/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak başlatıldığını beyan etmiştir....
İncelenen dosyada, davacı tarafından hukuki ayıptan kaynaklı sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve sözleşme sebebiyle verilen senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespiti talepli dava açıldığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin içeriği ile sonuç kısmında ödenen miktara ilişkin çelişki bulunduğu, neticei talep kısmında 610.000,00 TL'nin iadesi talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece ödemenin 410.000,00 TL olduğu belirtilerek asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece öncelikle taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan sözleşmeye göre taşınmazın satış bedelinin belirlenmesi, bu satış sözleşmesine göre peşin yapılan ödeme dışında senetlerle yapılan ödemelerin tespit edilmesi ve ödenen miktarın çelişkiye sebep vermeyecek şekilde aydınlatılması gerekmektedir. Aynı zamanda menfi tespit istemine konu olan senetlerle ilgili de ödenen ve ödenmeyen senetlerle ilgili de davacıdan açıklayıcı beyanı alınmalıdır....
Dava konusu talep ise, kira sözleşmesinden kaynaklı kira alacağıdır. Her ne kadar mahkemece, kiraya konu yerin sit alanı olması ve malikinin Hazine olması nedeni ile sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu belirtilmiş ise de, kira sözleşmesi şahsi hak doğuran bir sözleşme olmakla kiralayanın mutlaka malik olması gerekmemektedir. Kiraya veren hak ve yetkilerini sözleşmeden almaktadır. Bunun dışında, davalı kiraya veren tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan tahliye davasında, uyuşmazlık kira olarak nitelendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm 05.06.2013 tarihinde Yargıtay 6. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Bu halde, kira alacağından kaynaklı açılan iş bu davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler....
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasını hükümsüzlüğe dayalı menfi tespit davasından ayrılmasına yol açan temel husus, kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğudur. Çünkü bu ilke gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel ilişkideki) sakatlık kambiyo borçlusuna “sebepsiz zenginleşme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu nedenle, bedelsizliğe dayalı menfi tespit davalarının kanuni dayanağı sebepsiz zenginleşmedir (TBK., m. 77 vd.). Daha açık olarak belirtmek gerekirse; bu davayı açan borçlu, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı, hükümsüz olduğu veya sona erdiği halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginleşme oluşturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını bildirmektedir.”...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; "....Tek taraflı olarak cezai şart hükümleri denebilecek hükümler konulduğunu, alacaklı davalı tarafından özellikle tarafların şirketinin niteliği için önemli olan yerlerin satışı yoluna gidilerek ama şirketin nitelşiği olan dolğal kaynak sularının yerini bu şekilde hukuk aracılığı ile haksız elde etme olduğunu, mahkemece halen dava sanki icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası gibi tespti yapılması ve bu dava şartları aranması hukuksuz olduğunun kadar alenen yanlış olduğunu, davanın konusu taraflar arasındaki cezai şart sözleşmesinin kesin hükümle geçersiz, mutlak butlanla geçersiz ve şeklen geçersiz olduğu şeklinde olmasına karşın mahkemenin yanlış hukuki tasfir ile davayı icra takibi sonrası açılan menfi tespit davası olarak adletmesinin hukuken yanlış olduğunu, davalı taraf konu icra takibi sayesinde cezai şart olan rakamın yaklaşık 3 katı kadar alacaklı hale geldiği gibi, icra takibine dayalı olarak 4 tane taşınmaz saşıtı yaptırdığı...
Davacı İİK'da belirtilen mahkemelere bağlı kalmadan, aşağıda belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde diğer özel yetkili mahkemelerde de menfi tespit davasını açabilir. Somut olayda menfi tespit konusu icra takibi ile tahsili istenen alacak, cari hesap alacağına dayanmakta olup, davacı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edilmiştir. Ancak, davacı vekili istinaf talebinde bulunurken sözleşmenin varlığının araştırılarak sonucuna göre yetki konusunda karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Sözleşmeden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 6100 sayılı HMK'nın 10. maddesinde; davanın, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin ifa edileceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir....
Murat ÇABUK İSTİNAF EDEN DAVALI : Aziz MAVİ - T.C Kimlik No: BİRLEŞEN DAVA : Menfi Tespit İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 16/01/2023 YAZIM TARİHİ : 26/01/2023 Davacılar tarafından, davalı aleyhine Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 2022/137 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davası ile birleştirilen Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/171 esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasında 09/05/2022 ve 07/06/2022 tarihlerinde tesis edilen ara kararlara karşı davalı-birleşen dosya davalısının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Kamil Bayram'ın, Respect Biyogaz Elektrik Enerji Gübre Üretim ve Ticaret A.Ş'ye 28.10.2019 tarihli yapılan protokol ile %50 ortak olduğunu, bu durumun ticaret sicilinde 13.11.2019 tarihinde yayınlandığını, protokole göre müvekkil Kamil Bayram şirkete...