WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından, menfi tespit davasına konu edilen üç adet çekin taraflarınca ödendiğine dair banka dekontlarını dosyaya sunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; başlangıçta kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olarak açılan davaya konu çeklerin dava sırasında, davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, menfi tespit olarak ikame edilen davanın, istirdat davası olarak görülmesine ilişkindir....

    Anılan durum karşısında ; davacıların menfi tespit ve istirdat istemi yönünden aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Menfi tespite ilişkin davada ... Asliye Ticaret ve ... Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yeri belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R- Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın kambiyo senedine ilişkin açılan menfi tespit ve devamında dönüşen istirdat davası olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun poliçeye ilişkin hükümlerin bu davada uygulanmasının gerektiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

        Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi anılan yasa gereği olup, davacılar vekilinin borcun icra dosyasına ödendiği yönündeki beyanına ve özellikle davacı vekilinin davaya istirdat davası olarak devam edilmesi talebine rağmen, mahkemenin davayı menfi tespit davası olarak sonuçlandırması hatalı olduğu. Davaya İcra İflas Kanunu'nun 72/6. maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini. Mahkemece Karabük İcra dosyasında davacının icra kanalı ile ödemek zorunda olduğu miktarın faizleriyle birlikte bilirkişi marifetiyle tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı tarafın istinaf sebebinin yerinde bulunduğu belirtilerek dosyasının mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 2....

        Somut olayda davacı vekilinin menfi tespit ve istirdat talebinde bulunduğu, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince istirdat davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi ve bu uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1-a-5 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının esası incelenmeksizin ortadan kaldırılmasına ve davanın tefrik edildiği menfi tespit davası ile birleştirilerek yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

          Kişi konumunda olduğu, menfi tespit ve istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacı olan 3. Kişinin takip alacaklısına karşı, takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı menfi tespit ve istirdat davası açamayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir....

            Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

            Menfi tespit davası, her ne kadar İİK’da düzenlenmişse de davacının (borçlunun) maddi hukuk bakımından borçlu olmadığının tespiti için açılan bir dava türü olduğunu, bu nedenle menfi tespit davası, dava konusu itibariyle icra hukukuna ilişkin olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğunu, menfi tespit davası, istirdat davasının öncüsü niteliğinde olduğunu, dolayısıyla istirdat davası, aslında menfi tespit davasının devamı niteliğinde bir dava olup, sadece borçlu tarafından icra tehdidi altında borcun ödenmiş olması durumunda, bu paranın iadesi için açılan dava olması nedeniyle artık borçlu menfi tespit yerine istirdat davası açması gerektiği İİK’da düzenlendiğini, (İİK m. 72/VII). Müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davcı tarafın müvekkilinin kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın öncelikle zamanaşımı açısından mümkün olmazsa esastan reddine, davacıdan İİK....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çek nedeni ile menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, aynı sözleşme nedeni ile verilen bir diğer çek hakkında açılan ve istirdat davasına dönüşen aynı nitelikteki davaya Yargıtay 19. Hukuk Dairesince incelenmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 25.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesi2011/387 E.2011/439 K. sayılı dosyasında menfi tespit taleplerinin kabul edilerek, bu borçlardan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verildiğini, esasen menfi tespit davası sırasında borcun ödenmiş olması nedeni ile davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerekirken, menfi tespit davası olarak devam edildiğini ve davalı şirkete borçlu olunmadığı yönünde tespit hükmü kurulduğunu, sonuçta davalı şirket tarafından haksız tahsil edilen bedellerin iade edilmediğini ve bu suretle davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 34.150,00 TL'nin 10/04/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını ve davacının bu davayı açmakta iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu