İİK'nun 72. maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." açıklaması vardır. Somut olayda, dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; davacıya ait 14 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine 200.000,00 TL bedelli ipotek bulunduğu ve İstanbul 10....
gerektiği, böylece fekkinin de talep edilmesi karşısında HMK'nun 12. madde hükümleri gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu göz önüne alındığında davacı borçlunun HMK hükümlerine göre taşınmazın bulunduğu yerde, takibe karşı menfi tesbit ve ipoteğin kaldırılması davası açabileceği taşınmazlarında Kavak'ta bulunması nedeniyle Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin de yetkili olması nedeniyle, mahkemenin yetkisizlik kararı yerinde olmadığından, yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tespit (alacak) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kullandığı krediyi geri ödemesine rağmen davalının teminat olarak alınan ipoteği kaldırmadığını, haksız yere 1.575.-TL.daha talep ettiğini, ipoteği kaldırmak için ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek 1.575.-TL.alacağın tahsili ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın tüketici mahkemesinde görülemeyeceğini ve yetkisiz yerde açıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, kredi borcunun ödendiği ve ipoteğin kaldırılması için istenen 1.575....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması” davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla Bakırköy 9....
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur -------- İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir....
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur -------- İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir....
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur -------- İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir....
Davacılar 6973 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. İpoteğin fekki talebi taşınmazın aynını ilgilendirdiğinden yetkili mahkeme 1086 sayılı HUMK.nun 13 ve 6100 sayılı HMK.nin 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Bu yetki kesin nitelikte olup, re’sen gözetilir. İpoteğin fekki talebine konu taşınmaz Cihanbeyli İlçesi hudutlarında bulunduğundan Cihanbeyli Mahkemeleri yetkilidir. Mahkemece, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı şirketin davalıdan satın aldığı 100.000 TL.lik mal için maliki bulunduğu taşınmaz üzerine 6 ay süreli ipotek konulduğunu, ipotek süresinin dolduğunu, dava dışı şirketin davalıya olan tüm borcunu ödemesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davacı adına kayıtlı olan İzmir İli, Buca İlçesi, İnönü Mahallesi ... ada, 1 parselde kayıtlı bağımsız bölümde 10/03/2003 tarihinde davalı şirket yararına ipotek tesis edildiğini ancak söz konusu ipoteğin kurulma amacı olan un alış-verişinin taraflar arasında gerçekleşmediğinden bahisle ipoteğin kaldırılması amacıyla İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/232 esas-2011/414 karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini söz konusu ipoteğin paraya çevrilmesi için İzmir 18....