Menfi tespit ve istirdat davası İcra İflas Kanunu (İİK) 72. maddede düzenlenmiştir. Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. (72/1. madde) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (İİK 72/6. madde) Bu hükümlere göre borç ödenmemiş ise menfi tespit, ödenmiş ise istirdat talebinde bulunulabilecektir. Ayrıca dava tarihinden sonra ödeme var ise menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerekir. Hükümde yer alması gereken hususların neler olduğu Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 297. madde de düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir....
Şti. vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. (Emsal Y. 15. ....'...
Fakat borçlu, hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu için borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasında ise İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak paranın iadesini isteyebilir (İİK.md.33/4). Her ne kadar İİK.nun 33/4.maddesinde sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiş ise de bundan menfi tespit davası da açabileceği sonucunu çıkarmak gerekir. Zira İİK.nun 41.maddesindeki genel yollama 72.maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsüdür. Bu nedenle borç ödenmediği için istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı vardır. Bu durumda icranın geri bırakılması yoluna hiç başvurmamış olan davacı (borçlu), ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce ilam tarihinden sonraki döneme ait nafaka ile ilgili borçlu olmadığını ileri sürerek davalı (alacaklı)ya karşı menfi tespit davası açabilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dayanak ilama ilişkin olarak, her ne kadar davada tapu iptali ve tescili ile menfi tespit talebi bulunsa da aynı zamanda yapılan ödemenin iadesine ilişkin bir talebin de bulunduğunu ve bu taleplerin tamamının birbirinden bağımsız talepler olmakla birlikte genel kural gereği dava konusu para alacağı olduğundan, ilam kesinleşmeden icra edilebilir nitelik taşıdığını, bağımsız olarak açılan istirdat davası sonucunda verilen ilâmın icrası için kesinleşmesi aranmadığından, menfî tespit ilâmı içinde verilen istirdat ilâmının icrası için de kesinleşmesinin aranmaması gerektiğini, taraflarınca açılan davalarda da birden fazla talep mevcut olup bu taleplerin birbirinden bağımsız nitelik taşıdığını, dolayısıyla para alacağı yönünden kararın icraya konulmasının mümkün olduğunu, ayrıca müvekkili TKHK' nun 50/6....
Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu bono bedelinin ödendiği, davalının borç miktarının daha fazla olduğunu ispatlayamadığı, davacının yargılama aşamasında 7.455,96 TL ödemede bulunduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, dolayısıyla bu bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, yasa gereği menfi tespit davaları için tazminata hükmedilebileceği, istirdat davalarında tazminata hükmetmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 7.455,96 TL alacağın ödeme tarihi olan 10.05.2010'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan menfi tespit davası devam ederken borcu ödemek zorunda kalmış, işbu menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....
Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Hâl böyle olmasına rağmen davacı yargılama devam ederken ödeme yaptığını ileri sürerek yetkili hamil ... Hidrolik Mak. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine istirdat davası açmıştır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme davacının açmış olduğu davayı "takip dayanağının menfi tespit olduğu" ve menfi tespit davasının icra edilmesi için dayanak ilamın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği nedeniyle, davayı kabul ederek taraflarından açılan icra takibini iptal ettiğini, ancak İlam konusu dava menfi tespit davası olarak açılmış olsa da istirdat davasına dönüşüldüğünü, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/34 XX 977/312 K. Sayılı dosyasının hüküm kısmının 2....
Mahkememize açılan işbu davada davacı ... ile davalı ... arasında imzalanan 28.09.2017 ve 05.10.2017 tarihli karkas et satımına ilişkin sözleşmeler nedeniyle ifaya ekli cezai şart niteliğinde gecikme cezası uygulanması kapsamında menfi tespit/istirdat talep edilmiş, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/758 Esas sayılı davasında ise aynı taraflar arasında karkas et satımına ilişkin imzalanan 02.10.2017 tarihli sözleşmeye dayalı olarak ifaya ekli cezai şart niteliğindeki gecikme cezası ve teminat mektubunun nakde çevrilmesine dayalı menfi tespit ve istirdat talebinde bulunulmuş olmakla her iki davaya konu sözleşmelerin tarihleri itibariyle sözleşmelere dayalı kimi uygulamaların iç içe geçtiği ayrıca 4 ATM 2022/758 esas sayılı davaya ilişkin Ankara BAM 22....
Tapu iptal ve tescil istemi yönünden; dava dilekçesinde 55.000,00 TL tazminat isteminde bulunularak ve bu bedel üzerinden harçlandırılmak suretiyle eldeki davanın açıldığı, tapu iptal ve tescil istemi yönünden dava değeri gösterilmediği gibi harç da yatırılmadığı, mahkemece tensip ile birlikte davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilerek iptal ve tescil isteği yönünden bedel bildirmesi ve harcını yatırmasının istendiği, davacı tarafın ara kararın gereklerini yerine getirmediği, mahkemece de 03.12.2015 tarihli celsede 6100 sayılı HMK’nin 150/1. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına, 19.02.2016 tarihinde de hüküm tarihine kadar 3 aylık süre dolmadığından bahisle iptal ve tescil isteği yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 30. maddesinde; ‘’ Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar...
İnşaat Turizm ve Yatırım Ticaret Limited Şirketi ile davalılar-karşı davacılar ... ve ... arasında görülen haricen düzenlenen sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde sözleşme gereği yapılan ödemeler, ceza-i şart bedeli ile menfi ve müsbet zararların tazmini, karşı davada ise iki adet teminat senedinden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, davanın tapu iptali ve tescil istemi yönünden reddine, menfi tespit isteminin kabulü ile dava konusu İş Bankası İstanbul Altunizade Şubesine ait 18.12.2010 tarihli 550.000 Euro bedelli keşidecisi Sahil İnşaat Limited Şirketi ve aynı bankaya ait 18.12.2010 tarihli 550.000 Euro bedelli keşidecisi Sahil İnşaat Limited Şirketi olan çeklerden davacının borçlu olmadığının tesbitine, her ne kadar davacı tarafından bedel iadesi talep edilmişse de çekler mahkeme veznesinde bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın ceza-i şart talebinin reddine,...