Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 10. Maddesi gereğince 50 000 € değerinde teminat senedi verdiğini, sözleşmenin feshedildiğini verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece HUMK’un 8. maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü tahliye ve bu davalarla birlikte açılan kira alacağına ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemelerinin sulh hukuk mahkemeleri olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir....

    Maddeye göre takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması şeklinde bir tedbir şekli bulunmamakla birlikte; mahkemenin İİK 72/3. Madde koşullarını da değerlendirmesi gerekmektedir. Mahkemenin hiç bir değerlendirme yapmadan; davanın dayanağı olan İstanbul Anadolu 14. İcra Dairesi'nin 2019/6020 Esas sayılı takip dosyasını, dosya arasına getirtmeden "takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği" şeklinde verdiği karar eksik inceleme ile oluşturulmuş bir karardır. Mahkemece yapılacak iş; Davanın dayanağı olan İstanbul Anadolu 14. İcra Dairesi'nin 2019/6020 Esas sayılı takip dosyası ve İstanbul Anadolu 56. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/23 E....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ileri sürülüş biçimine göre 3.kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK'nun 89. madde hükmüne dayanılarak açılmış menfi tespit isteğine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin dava dışı takip borçlusu ile herhangi bir borç/alacak ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle davacının icra takibi sebebi ile davalıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 89. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemeler olup; tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veya borcun temelini oluşturan senedin kambiyo senedi niteliğinde olmasının görev yönünün belirlenmesinde, bir etkisi bulunmamaktadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 gün 2016/3568 E., 2016/6425 K. sayılı emsal içtihadı)....

      Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 11/10/2021 KARAR TARİHİ : 12/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında-------- haciz ihbarnamelerin şirketin daimi çalışanı olduğu bildirilen --------- bir şahısın çalışmadığı ve tebligatları alacak yetkili kişi de olmadığı, müvekkilinin haberdar olmadığı ve bu nedenlerle itiraz edemediği, bu nedenlerle borçlu olmadığının tespiti ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; İİK'nın 89/3. maddesi kapsamında borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir. Anılan yasa hükmüne göre 3. haciz bildirimini alan üçüncü kişi, icra takibinin yapıldığı veya ---- yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, davacının, 01.06.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesini kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı tarafından müvekkili aleyhine 01.06.2004 tarihli kira sözleşmesindeki kefaletine istinaden 01.06.2005-31.12.2005 tarihleri arası kira bedellerinin ödenmediği iddiasıyla .......

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 12/08/2015 NUMARASI : 2015/893-2015/893 D.İŞ ....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.08.2015 gün ve 2015/893-2015/893 D.İş sayılı kararı onayan Daire'nin 11.201.2016 gün ve 2015/14001-2016/83 sayılı kararı aleyhinde ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1. maddesi uyarınc 01.01.2016 tarihinden sonra karar düzeltme sınırı 13.390 TL'ye yükseltilmiştir. Alacaklı vekili 8.000 TL ilişkin olarak ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Karar düzeltme istemine konu miktar 13.390 TL'nin altında olup, alacaklı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin bu nedenle miktar yönünden reddi gerekmiştir....

            DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 24.05.2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 24.05.2021 Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.01.2021 gün ve 2019/1229 Esas 2021/66 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü. Dava, davalı tarafça davacı hakkında başlatılan icra takibine konu bononun taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında taşınmazın geri kalan bedelinin ödenmesi amacıyla verilip, senet bedelinin taşınmaz satışı ile birlikte ödendiği ileri sürülerek açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

              İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan işbu davanın icra takibine konu bonodan kaynaklı olarak açılan menfi tespit davası olduğunu, menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulacağına dair bir zorunluluk olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; bonoya dayalı takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Mahkemece; menfi tespit davalarında, dava öncesinde arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu, bu dava şartının yerine getirilmediği belirtilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. 6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle eklenen TTK.'...

              Mahallesi çalışma alanında bulunan 893 ada 2 parsel sayılı 1.013,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalılar ..., ... ve ... adına elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... kendi adına tespit ve tescil edilen 893 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tespit sırasında davalı taşınmaz içinde bırakıldığını öne sürerek bu bölümün kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.04.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

                MAHKEMESİNCE : Somut olayda; açılan menfi tespit davası ; ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi gereken ticari bir davadır. yapılan incelemede; söz konusu davada zorunlu olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğunu ancak menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın TTK da düzenlenen kambiyo senetlerinden kaynaklı dava olması sebebiyle TTK 4. Maddesi ve 5....

                UYAP Entegrasyonu