Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının kira borcunun bulunmadığını, davalının kötü niyetli olarak icra dosyasını kapatmadığını, borcun ödenmemesine ilişkin yapılan iki haklı ihtarın oluşmadığını, menfi tespit davasının kesinleşmediğini beyan ederek hükmü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, bir kira döneminde iki haklı ihtara dayalı tahliye istemine ilişkindir. İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada; tahliyeye karar verilebilmesi için, kiracıya bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulması gerekir....

İncelenen davacı talebi ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilmiş ve davacı talebinin İİK 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu saptanmıştır. İİK 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davalarında genel kurallara göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. 6100 HMK 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemeleri'dir....

    SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yasal süresinde açılmamış olması sebebiyle usul yönünden reddi gerektiğini, davacının dava konusu olarak açıkça 89/3 haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davası olarak belirtmemiş olması sebebiyle bir an için eldeki davanın İİK 72. maddesinde düzenlenen genel hükümlere göre açılacak menfi tespit talebi olarak değerlendirilmesi halinde, genel hükümlere dayalı menfi tespit davası yalnızca takip borçlusu tarafından açılabilecek dava türü olup, davacının işbu hükme dayalı menfi tespit davası açma imkanı bulunmadığını, bu sebeple bir an için davacının davasını genel hükümlere dayalı menfi tespit olarak açtığı düşünüldüğünde dahi davanın reddi gerektiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 07/02/2019 KARAR TARİHİ: 17/05/2019 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının .... Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasında 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin itiraz süresini kaçırdığını, kendisinin ...Tarım Gıda İnş. Malz. Tur. Tic. Ve San. Ltd. Şti ile ilgili bir borcunun olmadığını ve ticari ilişkisi bulunmadığını bu nedenle borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Oto. Tar. Eml. İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin alacağı için ... Tarım Gıda İnşaat Malz. Tur. Tic. Ve San. Ltd. Şti aleyhine 718,00 TL'lik borç için ......

        İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca "Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez....

        durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, neticeten davalı şirketlerden alacakları saklı kalmak üzere menfi tespit davanın kabulü ile ......

          Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı gibi mahkemece ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Ancak davacı/borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’nden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (yani icra takibinin beşinci safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi safhasını durdurmak) için ihtiyati tedbir karar verilebilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 53). Bu durumda, icra takibinden sonra açılmış işbu menfi tespit davasında ancak İİK'nın 72-(3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez....

            Esasen “tespit” amaçlı açılan bu davanın, uyarlama şeklinde yorumlanması ve sonuca gidilmesi HMK gereğince uygun olmamakla birlikte, varılan sonuç ve özellikle mahkemece benimsenen bilirkişi raporu sonrası, davalı tarafından yatırılan meblağ itibariyle, bunun doğal sonucu olarak ipoteğin kaldırılmasına ilişkin karar yerinde bulunmakla, temyiz olunan istinaf kararının onanması gerekirken, bozma kararı tesisine katılmadığımı karşı oy olarak açıklıyorum....

              Yasanın düzenlemesi gözönüne alındığında, arabuluculuk açısından açıkça dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olduğu, kanun maddesinin metni ve gerekçesi açıkça genişletici yoruma elverişli bulunmadığı, bu durumda menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığı, Yargıtay 19.Hkuk Dairesinin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 13/02/2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikte kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bağlayıcı kararı uyarınca belirtilen bağlayıcı yargıtay kararı nazara alınarak bu tarihten sonra, menfi tespit davalarının arabulucuk yasası kapsamında olduğu savunulamayacaktır. Dairemizce bu nedenle anılan Yargıtay kararı uyarınca, yerel mahkemenin aykırı kararının kaldırılarak, HMK 353/1- a-4 maddesi uyarınca yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Ltd Şirketi aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında, borçluların davacı şirketten alacakları olduğundan bahisle İcra İflas Yasası 89/3. Maddesi kapsamında haciz ihbarnameleri gönderdiğinden ve kendilerinin borçlu olmadığından bahisle menfi tespit davası açıldı. Bu hususta Ankara BAM 23.Hukuk Dairesi'nin ....sayılı 29/03/2021 tarihli kararında özetle; "01/10/2011 tarihinden sonra açılan Menfi Tespit davaları için görevli mahkeme HMK 2 mdsi uyarınca Asliye Hukuk mahkemesidir......

                UYAP Entegrasyonu