Dava; davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinde borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespiti istemine ilişkindir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı defterlerinin usulüne uygun olarak tasdik edilmediği, davalının davacı ile aralarındaki sözleşmede tazminat sorumluluğu bulunduğunun kanıtlanamadığı icra takibinde de davalının kötüniyetli olduğu gerekçesi davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 30.10.2008 tarihli çekin teminat mektubunun nakde çevrileceği tehdidi ile müzayaka halinde düzenlendiğinden çekle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılmış olup, somut olayda ispat külfeti davacıdadır. İspat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek davalının savunmasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 825.00....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davada icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti istenmiş ise de talebin, TBK'nun 305. ve 307. Maddeleri kapsamında, davacı kiracının, önemli ayıp nedeniyle kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılması ve icra takibine konu borcun buna göre hesaplanarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği anlamına geldiği, sözleşmede kiralanan 2511,80 m2 olarak belirtilse de yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacı kiracının 518,54 m2 lik alanı sözleşme süresince kullanabildiği, kiralayan tarafından bilinen ve kiracının bildirimi ile öğrenilen bu ayıplı durum giderilmediğinden ayıpla orantılı indirim yapılması gerektiği belirtilerek, kullanılamayan alanın kiralanan alana oranı %80 olduğundan toplam borç miktarından ayıpla orantılı indirim yapılması sonucunda davacı kiracının 2.527,59.-TL tutarındaki borç miktarı bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu çek yasal süresinde bankaya ibraz edilemeyerek kambiyo vasfını yitirmiş olup, davalının kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kullanamayacağı, ciro silsilesine göre keşideci olan davacı ile ciro yoluyla hamil olan davalı arasında temel borç ilişkisinin bulunması ve davalının yazılı delil başlangıcına dönüşen çek ile alacağını ispatlamasının mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davacının Malatya 8.İcra Müdürlüğü'nün 2015/460 esas sayılı dosyasına konu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kaçak elektrik kullanılmadığı iddiasıyla, takip dosyasındaki miktar kadar borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının elektrik borçlarını ödememesi nedeniyle 04.04.2005 tarihinde elektriğinin kesildiğini, ancak davacının elektriği açarak kullandığını, bu durumun 05.07.2005 tarihli tutanakla tespit edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı ve kefile karşı 63172,50 -TL kira alacağı ile 3158,63 TL işlemiş faizin tahsili için yapılan icra takibi nedeni ile kefil tarafından açılan davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kiraya veren davalı tarafından icra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 10.09.2009 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, süresinde ödeme emrine itiraz edemediklerini, bu nedenle de müvekkili araç ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, icra takibinin dayanağı hasar dosyası kapsamındaki hasar tespiti nedeniyle müvekkilinin davalıya yana bir borcu bulunmadığını, ekspertiz raporundan da bunun anlaşıldığını beyan ile davalarının kabulüne ve icra takibinden ve takibe konu meblağdan ötürü davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının icra takibinde ödeme emrine süresi içinde itiraz etmediğini ve haciz işlemine geçildiğini, bu nedenle davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Dava,... 9 İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkememizce ... 9. İcra Müdürlüğünün ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... T.A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalılardan ... A.Ş.'nin müvekkili aleyhinde yaptığı icra takibinde dayandığı 27.02.2008 vade tarihli 13.500 TL bedelli senetteki borçlu imzasının müvekkiline ait olmadığını, diğer davalı ... Ltd. Şti.'nin ise lehtar olarak gözüktüğünü ileri sürerek icra takibinden dolayı davalılara borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... AŞ. Vekili, müvekkilinin senedi ciro yoluyla elde eden iyi niyetli üçüncü kişi hamil olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan Girişim Varlık Yönetimi A.Ş. vekili, müvekkilinin davalı ... A.Ş.'...
Mahkemece, davanın, bonoya bağlı olarak başlatılan icra takibinde söz konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik olduğu, davalının ikametgahının K.Maraş’ta bulunması ve icra takibinin K.Maraş İcra Müdürlüğünce yapılması nedenleri ile açılan menfi tespit davasında yetkili ve görevli mahkemenin K.Maraş Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili ve görevli K.Maraş Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dava konusu bonolardaki kefil hanesi karşısında davacının isim ve imzası bulunmadığından, sadece dava dışı borçlu şirkete ait kaşe ve imza bulunduğundan davanın kabulü gerektiği, ancak davalının kötüniyetli olmadığından tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takibe konu 4 adet bonoların toplamı 195.000 TL'den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonoya dayalı takipten ötürü borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu bonolarda kendini borçlandıracak şekilde davacının imzası bulunmadığından davalının, davacının borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olup, icra takibinde kötüniyetli olması nedeni ile davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmemesi doğru görülmemiştir....