V-TEMYİZ NEDENLERİ: Davacı vekili, davacını şahsına yönelik ödeme emri düzenlenmediğini, idari para cezalarının site yöneticiliğine ait olduğunu, borçlardan maliklerin arsa payları oranında sorumlu olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ Dosya kapsamı incelendiğinde, 2018/18035 sayılı prim borçlarından kaynaklı ödeme emrinin 2014/2,3,4 ve 2015/10 dönemine ilişkin prim borçlarından, 2018/18036 sayılı ödeme emrinin 2014/2,3,4 ve 2015/10 dönemine ilişkin işsizlik sigorta priminden kaynaklı, 2018/18037 sayılı ödeme emrinin 2014/2,3,4 ve 2015/10 dönemine ilişkin damga vergisinden kaynaklı ve 2018/18038 sayılı ödeme emrinin 2013/9,10,11 ve 12. aylara ilişkin idari para cezasından kaynaklı olduğu, prim borçlarına konu ödeme emrinin... İşleri San. San. Tic....
Asıl ve Birleşen dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece söz konusu asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin karar tarihi (10.12.2020), Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra olduğundan, iş bu karara karşı yapılacak Kanun yolu başvurusu, istinaf yoludur. Bu nedenle karar tarihi itibarı ile temyize tabi olmayıp, istinaf denetimine tabi olan karara karşı yapılan kanun yolu başvurusunun değerlendirilmesi için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere, İlk Derece Mahkemesine İADESİNE, 17/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi'nce istinaaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi'nce verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle davanın menfi tespit davası olmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesi'nin dava konusu edilen takip dosyasında bulunan haciz tutanağında davacının borçlu olduğunu kabul ettiği ve ödeme taahhüdünde bulunduğu, davacının asıl borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, .... İcra Hukuk Mahkemesi'ne vermiş olduğu dava dilekçesinde, ödeme emrinin sehven tebliğ alınıp iade edildiğini, takibin kesinleşmeden haciz tatbik edildiğini, borçlu ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını iddia ederek şikayette bulunmuştur....
Diğer taraftan davacı hakkında 6183 sayılı yasanın 55. maddesi uyarınca yöntemince düzenlenip anılan yasanın 58. maddesi kapsamında tebliğ edilmiş bir ödeme emri de bulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut dava 6183 sayılı yasanın 58. maddesi kapsamında açılmış ödeme emrinin iptali niteliğinde de değildir. Ancak, kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen dava dışı şirket adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin şirket ortağı olan davacıya tebliğ edilmesi karşısında, borç tehdidi altında davacı tarafından açılan eldeki davanın bu nedenle bir menfi tespit davası olduğu ve böyle bir davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Burada irdelenmesi gereken ikinci husus ise bu durumda davacının sorumluluğunun nasıl belirlenmesi gerektiği noktasına ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 79. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde; süresinde itiraz etmeyerek mal elinde ve borç zimmetinde sayılan 3. kişi hakkında bu kanun hükümlerinin tatbik edileceği belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafça, borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, yapılan ödemelerin takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediğini, ciro zincirinin geçerli olmadığını, menfi tespit davasında verilen ödeme yasağına ilişkin tedbir kararına rağmen takibe girişildiğini belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkeme, menfi tespit davasında verilen ödeme yasağı tedbir kararı gereğince çekin bedelinin ödenmediğinin çek üzerine şerh düşüldüğünü...
Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/01/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 04.07.2011 gün ve 2011/3485-4332 sayılı, 17.Hukuk Dairesinin 19.09.2011 gün ve 2011/712-7732 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 6183 sayılı amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanundan doğan ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 17. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 17. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrasında ise, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir. ... ....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2021 tarihli ve 2021/884 E., 2021/1054 K. sayılı kararıyla; davacıya gönderilen 22.06.2015 tarihli ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi anlamında haciz bildirisi mahiyetinde olmadığı ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına dayanılarak genel mahkemelerde (adli yargı) menfi tespit davası açılamayacağı, ödeme emri dayanağının 6183 sayılı Kanun'un 35 ve 55 inci maddeleri olması nedeniyle ödeme emri iptali (borçlu olmadığının tespiti) davasının aynı Kanun'un 58 inci maddesi gereğince vergi mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 4....