Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafça, borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, yapılan ödemelerin takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediğini, ciro zincirinin geçerli olmadığını, menfi tespit davasında verilen ödeme yasağına ilişkin tedbir kararına rağmen takibe girişildiğini belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkeme, menfi tespit davasında verilen ödeme yasağı tedbir kararı gereğince çekin bedelinin ödenmediğinin çek üzerine şerh düşüldüğünü...

    Diğer taraftan davacı hakkında 6183 sayılı yasanın 55. maddesi uyarınca yöntemince düzenlenip anılan yasanın 58. maddesi kapsamında tebliğ edilmiş bir ödeme emri de bulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut dava 6183 sayılı yasanın 58. maddesi kapsamında açılmış ödeme emrinin iptali niteliğinde de değildir. Ancak, kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen dava dışı şirket adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin şirket ortağı olan davacıya tebliğ edilmesi karşısında, borç tehdidi altında davacı tarafından açılan eldeki davanın bu nedenle bir menfi tespit davası olduğu ve böyle bir davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Burada irdelenmesi gereken ikinci husus ise bu durumda davacının sorumluluğunun nasıl belirlenmesi gerektiği noktasına ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 79. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde; süresinde itiraz etmeyerek mal elinde ve borç zimmetinde sayılan 3. kişi hakkında bu kanun hükümlerinin tatbik edileceği belirtilmiştir....

      Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/01/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 04.07.2011 gün ve 2011/3485-4332 sayılı, 17.Hukuk Dairesinin 19.09.2011 gün ve 2011/712-7732 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 6183 sayılı amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanundan doğan ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 17. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 17. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrasında ise, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir. ... ....

            Davaya konu ödeme emrinin Denizli Vergi Mahkemesinin 2014/69 Esas 2014/799 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilip kararın kesinleştiği, buna göre davacının 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereği menfi tespit davası açılabilmesinin dava şartı olan ödeme emrinin iptaline karar verilmekle davasının konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması yerindedir .Ayrıca alacaklı Vergi Dairesi tarafından gönderilen haciz bildirisinin davacı 3.kişiye tebliğ edilmesi ve davacı üçüncü kişinin yasada öngörülen yedi günlük süre içerisinde haciz bildirisine karşı itirazlarını bildirmemesi nedeniyle davalı Vergi Dairesi tarafından ödeme emri düzenlenerek davacı üçüncü kişiye tebliğ edilmesi ve daha sonra eldeki menfi tespit davasını açması, dolayısıyla davaya davacının kendisinin sebep olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir. (YARGITAY 4....

            Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; Dava konusu ödeme emrinin davacıya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği,18.01.2021 tarihinde dava açıldığı ,tebligatın davacının bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davanın hukuki nitelendirmesi hakime aittir. Davacı, dava dilekçesinde talebini ödeme emrinin iptali ve “menfi tespit” olarak dile getirmiş ise de, davacı aleyhine Kurumca 6183 sayılı Yasa uyarınca yürütülen takip gereği ödeme emri çıkarıldığı ve bu ödeme emrinin 17.05.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bilahare 18.01.2021 tarihinde iş bu davanın açıldığı dikkate alındığında, iş bu davanın ödeme emrine itiraz niteliğinde değerlendirilmesi ve Mahkemece bu hukuki nitelendirme doğrultusunda uyuşmazlığa çözüm aranması gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden ödeme emrinin iptaline ilişkin davanın konusu kalmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına ve davacı yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Maliye Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü....

              in dönemsel olarak çalıştıkları halde süresinde İşe giriş bildirgelerinin verilmemesi ve çalıştıkları dönem itibariyle aylık prim ve hizmet belgesinin verilmemesi sebebiyle idari para cezasının uygulanması gerektiğinin tespit edildiğini, bu rapora istinaden davacı hakkında 25/04/2013 tarihinde 2012/010146 takip numaralı ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiğini, davacının ise çalışma iddiasının geçtiği dershaneyi 08/09/2006 tarihinde ...'a devrettiğini, 29/04/2013 tarihinde İş yerini devir ettiğine dair noterlikçe tanzim edilen belgelerini sunduğunu belirterek davalı Kurumca gönderilen ödeme emrinin iptali ile kuruma karşı borçlu bulunmadığının tespitini istemiştir....

                Dava konusu ödeme emirlerinin davacıya 21.05.2019 Tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın yapılma şekline veya tebliğ belgesindeki imzaya itiraz edilmediği, davanın hak düşürücü geçtikten sonra açıldığı tespit edilmiş olmakla ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu