Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından ödeme emrinin iptali talebine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (10.) Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (10.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Kanundaki terimler” başlığını taşıyan 3’üncü maddesinde, bu Kanundaki kamu borçlusu veya borçlu teriminin, kamu alacağını ödemek zorunda olan gerçek ve tüzel kişileri ve bunların yasal temsilci veya mirasçılarını ve vergi yükümlülerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı kişi ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, “Ödeme emri” başlıklı 55’inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin ödeme emri ile tebliğ olunacağı açıklanmış, “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde itirazda bulunabileceği bildirilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının (7) günlük hak düşürücü...

      , Mahkemece söz konusu ipotek senedinin ihtivasının araştırılmasını ve hukuki niteliğinin belirlenmesini talep ettiklerini, alacaklı tarafça itirazın iptali yoluna başvurulmaksızın aynı alacağın tahsili için Boğazlıyan İcra Dairesinde 2021/230 sayılı dosya nezdinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmış olduğunu ve ödeme emrinin 05.06.2021’de taraflarına tebliğ edildiğini; Ankara 8....

      Davacı, ödeme emri şirket adresine gönderilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu ve ödeme emrine konu borcun zamanaşımına uğradığı iddiası ile ödeme emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece kurum tarafından yapılan işlemlerin yerinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Somut davada; idari para cezası ve ödeme emri davacının müdürü ve ortağı olduğu şirket adına düzenlenmiş ve davacıya tebliğ edilmiştir. İdari para cezaları şahsi olduğundan şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiler sorumlu değiller ise de idari para cezası davacıya tebliğ edildiğinden borç tazyiki altında bulunan davacının dava açmasında hukuki yararı vardır. Bu bağlamda, davanın menfi tespit davası olduğu kabul edilerek, talebin buna göre değerlendirilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....

        Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda, ödeme emirlerinin davacıya 30.07.2013 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Dava ise 14.08.2013 tarihinde açılmıştır....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde 2010/17 numaralı ödeme emrine konu olan prim borcu ve gecikme zammının zamanaşımına uğradığından borçlu olmadığının tespitine yönelik davanın kabulüne, davacılar adına ödeme emri düzenlenmediğinden, ödeme emrinin iptalini talep etmekte hukuki menfaati bulunmadığından, bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ......

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı/alacaklı tarafından, davacı/borçlu hakkında girişilen icra takibinde, takip talebi ve ödeme emrinde borçlular arasında gösterilen davacı/borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olmasına ve başkaca işlem de yapılmamasına göre; davacı/borçlunun eldeki menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                    UYAP Entegrasyonu