Dava, 15.05.2009 tarihli ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle iptal davasının reddine, menfi tespit davasının ise tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine biçiminde hüküm tesis etmiştir. Hükmün, davacı mirasçılar avukatı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Mahkemece, davacının keşideci olduğu çeklerle ilgili olarak çek iptali davası açamayacağı, TTK.nun 730/20.maddesinin yollaması ile aynı yasanın 669 ve devamı maddeleri uyarınca çekin iptalini isteme hakkının sadece hamile ait olduğu, davacının ancak çeklerden dolayı borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açabileceği, davanın menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi halinde de, çeki ciro yoluyla elde etmiş iyiniyetli çek hamilini bağlayacak şekilde karar verilemeyeceği, davacının iddialarını ispat edecek şekilde yeterli delil ibraz edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. ile ticari ilişkisinin bulunduğunu gösterdiği, davacının anılan şirketten alacağını tahsil edebileceği, davalılara husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, birleşen dava yönünden ise, asıl dosya alacaklısı-davacısı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra bilahare davalı-birleşen dosya davacısı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde aynı konuda menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda, kira alacağı ve diğer giderler için yapılan icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davası ile, bu davanın davalısı tarafından açılan itirazın iptali, tahliye, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları birleştirilmiştir. Burada hemen belirtilmesi gereken bir diğer yön ise birleştirme kararı verildiğinde mahkemenin birleştirilen her bir dava için ayrı ayrı görevli olması gerektiğidir. Davalardan birisi yönünden dava değeri mahkemenin görevini aşıyor ise mahkemece birleştirilen davaların tamamına görevsizlik kararı verilmelidir. Eldeki davada, menfi tespit, itirazın iptali istemleri açısından Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olmasına rağmen konut olarak kullanılan taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi açısından dava değeri sulh Hukuk Mahkemesinin görevini aşmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 01/07/2021 NUMARASI: 2021/336 2021/517 DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)|Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) Taraflar arasındaki muvazaa nedenine dayalı takibin iptali ve menfi tespit davasında İstanbul 13. Asliye Ticaret ve İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı kambiyo senedine mahsus yapılan takip dosyasında, takibin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul 9....
Aynı takibe ilişkin olarak alacaklının ikame ettiği itirazın iptali davasında verilen hüküm ile buna dayanak takipte istenilip itirazın iptali davasının müddeabihinin içinde yer alan işleyecek faiz miktarına ilişkin menfi tespit istemli eldeki davanın dayanağı olan olay ve olgular aynıdır. İşleyecek faiz oranı itirazın iptali davasında verilen karar ile kesinleştiğinden bu miktarın başka bir mahkemede menfi tespit istemiyle yeniden tartışılması kesin hüküm nedeniyle mümkün bulunmamaktadır. 36....
Esas sayılı dava dosyasında menfi tespit davasının davacı ... tarafından değil, dava dışı ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "..Dava, "Menfi Tespit" davasıdır. Somut olayda ; öncelikle çözülmesi gereken sorun aynı zamanda dava şartı olup, re'sen değerlendirilmesi gereken hukuki yararın bulunup bulunmadığı sorunudur. Davalı taraf da ayrıca hukuki yarar itirazında bulunmuş, davacı taraf ise taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinde netlik bulunmadığı için, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki itirazın iptali ve çekişmeli alacak davalarından sonra bu menfi tespit davasını açtıklarını bildirmişlerdir. Yargıtay 19. HD’nin 16.06.2020 gün ve 2018/1702 E. 2020/1048 K. sayılı emsal içtihadına göre, "Menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "..Dava, "Menfi Tespit" davasıdır. Somut olayda ; öncelikle çözülmesi gereken sorun aynı zamanda dava şartı olup, re'sen değerlendirilmesi gereken hukuki yararın bulunup bulunmadığı sorunudur. Davalı taraf da ayrıca hukuki yarar itirazında bulunmuş, davacı taraf ise taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinde netlik bulunmadığı için, Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki itirazın iptali ve çekişmeli alacak davalarından sonra bu menfi tespit davasını açtıklarını bildirmişlerdir. Yargıtay 19. HD’nin 16.06.2020 gün ve 2018/1702 E. 2020/1048 K. sayılı emsal içtihadına göre, "Menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir....
Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....