"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.02.2008 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ipoteğin kaldırılması ve manevi tazminatın tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; menfi tespit ve manevi tazminatın tahsili isteminin reddine ipoteğin kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair verilen 14.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, nafaka alacağından dolayı menfi tespit, nafakanın kaldırılması ve velayetin değiştirilmesine ilişkin olup, hüküm menfi tespit dışındaki talepler yönünden temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki rehnin kaldırılması, menfi tesbit davasına dair ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 09.02.2011 günlü ve 2010/434 E-2011/170 K.sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 26.06.2012 günlü ve 2012/12150 E-2012/16135 K. sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, rehnin kaldırılması ve menfi tesbit istemine ilişkin olup, hüküm Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiştir.HUMK’ nun 440/III-2.maddesi uyarınca; Sulh Hukuk Mahkemelerinden verilen kararların aynı kanunun 8. maddesinde belirtilen istisnaları dışında kalanlarının onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltilmesi yoluna gidilemez....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
Asliye Ticaret mahkemesinde aynı konuda aynı taraflara karşı esas davasını açtığı, bu davanın borçlular tarafından açılan menfi tespit davası ile birleştirildiği, ihtiyati haciz kararının usulden ve esastan yerinde olup olmadığını inceleme görevinin asıl davaya bakan mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı alacaklının ihtiyati haciz talep etmesi mümkün olmadığından menfi tespit davasına bakan mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermek ve bu karara ilişkin itirazı incelemekle görevli kabul edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak alacaklı tarafından 11.5.2011 tarihinde ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açılmış olup, itirazın kaldırılması istemi ise 6.5.2011’de yapılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit - Velayetin Değiştirilmesi - İştirak Nafakasın Kaldırılması Taraflar arasındaki "menfi tespit" davası ile aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, menfi tespit davasının reddedilen bölümü ve kötüniyet tazminatı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.12.2013 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı ... ile vekili gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
in kusurlu ve sorumlu olduğu, davanın da bu davalılarca kabul edildiği, bağımsız bölümün tahsisinin mülkiyeti geçirmeyeceği, mülkiyetin kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle alacaklıların haciz uygulattırmalarının yasal olduğu, haczin kaldırılması ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti taleplerin usule ve kanuna uygun düşmediği gerekçesiyle, tescil istemi yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemlerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Dosya borcunun tamamının yatırılması nedeniyle hacizlerin taşkın hale icra müdürlüğünden talepte bulunularak kaldırılması gerektiği, aksi taktirde alacağın tamamının icra veznesine ihtiyati tedbir kararı uyarınca depo edilmesine rağmen daha önce konulan hacizlerin kaldırılması talebinin icra memurluğunce reddi halinde memur işlemini icra mahkemesine şikayet yoluyla götürülmesi gerektiğinden, menfi tespit davasına bakan mahkemenin hacizlerin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi bulunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Alacaklı vekili , icra müdürlüğünün 24/05/2021 tarihinde takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verdiğini , bu nedenle borçlunun şikayet başvurusunda bulunmasında hukuki yararının olmadığını beyan etmiş ise de, takibin durdurulması ile takibin kanunen durması gerektiği devrede haczedilen malın üzerindeki haczin kaldırılmasının sonuçları farklı olduğundan borçlunun şikayette hukuki yararı vardır.Diğer taraftan, menfi tespit kararından sonra haciz konulduğundan anılan haczin kaldırılması için menfi tespit ilamının kesinleşmesi gerekmez. Şayet menfi tespit kararından önce haciz konulmuş olsaydı ancak o zaman haczin kaldırılması için menfi tespit ilamının kesinleşmesi gerekirdi. Somut olayda, söz konusu haczin uygulanması başlangıcından itibaren hukuka aykırıdır. Bu nedenlerle , yerel mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir hususta olmadığı gözetilerek HMK.nun 353- 1- b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....