Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

köyü 101 ada 137, 138, 139, 143 ve 144 sayılı parsellere ilişkin kadastro tespi tutanak örnekleriyle davalı olanlara ait dava dosyalarının bu dosya içine konulması, Ayrıca, dava dosyasının da H.Y.U.Y.’nın 433/3. maddesi ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğine uygun olarak tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi pusulasına bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Değinilen eksikliklerin giderilmesi için, dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesine 06.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Sanığın yetkilisi olduğu işyerinde müştekinin kimlik bilgileri kullanılarak abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında, sözleşmenin sanığın işyerinde düzenlendiği, imzanın müştekiye ait olmadığının tespi edildiği ve menfaatin sanığıa ait olduğu bu nedenle suçun sübut bulduğu ve usulüne uygun önödeme önerisini yerine getirmeyen sanığın 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümlerine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayıı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 02.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      …A.Ş. yönünden açılan itirazın iptali davasının kabulü gerektiği, asıl davada diğer davacı ...Ltd. Şti.’nin asıl davaya konu hesaplarla bir ilgisinin bulunmadığı, birleşen davada iki ayrı talebin mevcut olduğu, başlangıçta itirazın iptali talebinin içinde bulunan 30.700,00 TL ve 75.750,00 TL’lik talepler yönünden davanın ıslah suretiyle davacı ...Ltd. Şti. yönünden menfi tespite dönüştüğü, bakiye 125.000,00 TL yönünden ise itirazın iptali talebinin devam ettiği, 125.000,00 TL’lik talebe konu hesabın dava dışı bir gerçek kişiye ait olduğu, her ne kadar davacılar vekili bu paranın davacı şirketin hesabına yatırılması gerektiğini iddia etmiş ise de, yine bu iddianın dava dışı gerçek kişi şahıs tarafından açılan davada tartışılacağı, bu sebeple birleşen davaya konu 125.000,00 TL’lik talep yönünden davacı şirketlerin aktif husumetlerinin bulunmadığı, birleşen davaya konu menfi tespit talebi yönünden ise, davacı ...Ltd....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit-itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit davasının reddine, itirazın iptali davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar-birleşen dosya davalıları vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibine konu senetlerin boş olarak, teminat olması amacıyla verildiğini belirterek takibe konu 2 adet senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise, 2 adet senede dayalı olarak başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu yönler gözetildiğinde 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’ nın 44/1. maddesi uyarınca kefil tarafından açılmış bulunan menfi tespit davasında görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bu itibarla mahkemece menfi tespit davasının bu davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir. 2-Birleştirilen itirazın iptali davası yönünden taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri çerçevesinde banka kayıtları üzerinde uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sınırlı olduğu gözetilerek ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm delillerle birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            sonra icra takibinin durduğu ileri sürülerek itirazın iptali %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın açılmamış sayılmasına, itirazın iptali davacı yönünden mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı ..., davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını davalının hakkında başlattığı icra takibi ile fazla para ve faiz talep ettiğini belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı, davacının genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olduğunu, asıl davanın reddini veya görevsizlikle Beyoğlu İcra Mahkemesine gönderilmesini, karşı davanın ise kabul edilerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

                Davacı, davalının kendisi hakkında yaptığı icra takibinde alacağının yıllık % 40 faizi ile tahsilini talep etmiş, davacı taraf takibe itirazında faiz oranına itiraz etmeyerek, mirası reddettiğinden bahisle borçluluk sıfatının bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir.İtirazın iptaline ilişkin davada mahkemenin 9.6.2010 tarihli kararında, 5.530,81 TL asıl alacak ile 16,59 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm 18.4.2011 tarihinde kesinleşmiştir.Davacı taraf itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahiş olduğundan bahisle eldeki davayı açmıştır.HMK.nun 303. maddesi gereğince kesin hükmün varlığı için tarafların, dava sebebinin ve müddeabihin aynı olması gerekir.Davacı tarafça itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahişliği nedeniyle açılan menfi tesbit davasında, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  Alacaklı ..., itiraz edilen alacak bölümü için itirazın iptali, borçlu ise ödediğini, iddia ettiği ve icra takibinde itiraz ettiği kısımla ilgili menfi tesbit davası açmış her iki dava birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; icra takibine konu alacağın itiraz edilen 570.000.000 TL'lık kısmının ödendiği kabul edilerek menfi tesbit davasının kısmen kabulüne, davacı borçlu ...'nın 570.000.000 TL'lık çekle ilgili borçlu olmadığının tesbitine, reddedilen kısım için 20.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, itirazın iptali davasında ise davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 200.000.000 TL üzerinden devamına 20.000.000 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yapılan yargılama giderlerinin davanın red ve kabul edilen bölümleri gözetilerek taraflara yükletilmesine karar verilmiştir....

                    Davalı vekili, sehven başlatılan iki takibin de davacının itirazı üzerine durduğunu, ilamsız icra takibinde borçlunun itirazının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen itirazın iptali davasının açılmadığını, ipotek de fekkolunduğundan takibe devam imkanının bulunmadığını, anılan takiplerin borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlamadığını, hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, acentelik sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibine davacının itiraz ettiği, davalı tarafından itirazın iptali davası açılmadığı, ipoteğin de takipten önce kaldırıldığı, alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını talep edemeyeceği gibi ipotek konusu borcun ödendiği, ipotek daha önce fekkedildiğinden davacının şikayet yoluna giderek takibin iptalini sağlayabileceği, artık menfi tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu