Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava konusu icra takibine ilişkin tarafları ve konusu aynı olan itirazın iptali davasının derdest olduğunu , dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen taleplerin yeniden dava konusu yapılamayacağını,müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmede davacıların müşterek ve müteselsil kefil olduklarını ,ayrıca davacı ... 'ın ipotek verdiğini ,dava dışı şirketin kredi borcunun ödememesi üzerine , hesabın kat edilip ,takip yapıldığını savunarak davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine karar verilmiş , hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davasıdır. Her iki davanın talep sonucu da farklı olduğundan derdestlikten bahsedilemez....

    Davalı vekili, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların itirazın iptali davasında da ileri sürülebileceğini, davacının dava dilekçesinin, itirazın iptali davasındaki savunma dilekçesi ile neredeyse birebir aynı olduğunu, bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, aynı alacak nedeniyle taraflar arasında ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/208 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının görüldüğü, dosyanın halen derdest bulunduğu, duruşmasının 20.06.2013 tarihine bırakılmış olduğu ve bu hale göre davacının ayrıca menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK. m. 114/h ve 115. uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, yasal şartları bulunmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararı) Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/624 E. 2021/533 K. sayılı kararında, asıl dosyada menfi tespit davası , bu dosya ile birleşen İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/700 E sayılı dosyasında İİK'nun 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davası açılmış olup, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda hüküm kısmında her bir dava hakkında, o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulmuştur. Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67. maddesinde düzenlenmiş olup, bu yasa hükmü uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, sonucunda verilen itirazın iptali kararının fer'isi niteliğinde olan tazminat, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili için kesinleşmesini öngören yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. HMK.'...

        Şti. ile ticari ilişkisinin bulunduğunu gösterdiği, davacının anılan şirketten alacağını tahsil edebileceği, davalılara husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, birleşen dava yönünden ise, asıl dosya alacaklısı-davacısı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra bilahare davalı-birleşen dosya davacısı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde aynı konuda menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit, itirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve itirazın iptali davasına dair karar Dairemizin 19.03.2013 gün ve 19300-4754 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 210.00.-TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, itirazın iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Daha önce...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/353 E., 2012/192 K. nolu dosyasında görülen davada.... tarafından... ve ... aleyhine itirazın iptali davası açılmış, sözkonusu davada alacağın temliki nedeniyle ... davacı Vakıfbank yerine davaya katılmıştır. Dairemizin 19.02.2014 tarihli, 2013/17044 E., 2014/3234 k. nolu kararı ile yukarıda anılan mahkeme kararı bozulmuştur. Aynı alacak sebebi ile açılan itirazın iptali davası görülmekte iken borçlunun ayrıca menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı tarafın menfi tespit davasında ileri sürdüğü, temliknamenin muvazaalı olduğuna dair iddiasını görülmekte olan itirazın iptali davasında da defi olarak ileri sürme imkanı her zaman bulunmaktadır. Kaldı ki, anılan bozma kararında da temliknamenin var olup olmadığının, geçerli bir temliknamenin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği belirtilmiştir....

                Ticaret A.Ş.nin davalı ...aleyhine açtığı birleşen menfi tespit davasına yönelik olarak davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı ...nin davacı ...Ş. aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldıktan sonra davacı ...'nın aynı ticari ilişkiye ve delillere dayanarak borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Hukuki yarar, dava şartı olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Menfi tespit davasında ileri sürülen iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, somut olayda eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında da hukuki yarar bulunmadığının gözetilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ......

                  Bu nedenle itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.Zira menfi tespit davasında ileri sürülebileceği borçla ile ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilir ve savunma ile ilgili tüm delillerini gösterebilir. Kaldı ki Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas numarasıyla İtirazın İptali davası açılmış olup, UYAP sisteminden yapılan incelemede devam eden davada davacı tarafından aynı itirazların sunulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle açılmış olan dava da hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu