Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2021 NUMARASI : 2017/405- 2021/296 DAVA KONUSU : Tesp KARAR : Bursa 1. İş Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararına karşı davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ilk defa 27.01.1992 tarihinde Tuğba Mefruşat unvanlı işyerinde çalışmaya başladığını, kendisine sigortalı sicil kartı da verildiğini ancak dönem bordrosu verilmediği gerekçesiyle bu çalışmasının dikkate alınmadığını ileri sürerek davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 27.01.1992 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davanın kabulü ile; davacının sigorta başlangıç tarihinin 27.01.1992 olduğunun tespitine karar verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı firmanın ihtiyaç duyduğu hizmet gerçekleştirebilmesi için yüklenici firmalarla sözleşmeler imzaladığını, davalı şirket ile davalı arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davacının çalışmasının kesintisiz olmadığı ve davacının 01.05.2004- tarihinden itibaren yüklenici firmalar nezdinde çalıştığını, davacının 01.06.1999- 01.05.2004 tarihleri arasında sigortasız çalıştığı dönemlerin tesp iti talebiyle 16.07.2018 tarihinde İstanbul 21....

    Böyle bir ayrım yapılmasının en önemli nedeni açılacak menfi tespit davasında davacı borçlunun icra takibini ihtiyati tedbir yoluyla durdurabilip durdurmayacağıdır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında davacı borçlu devam eden takibi ihtiyati tedbirle durduramamakta sadece %15 teminat ödeyerek icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesini ihtiyati tedbirle önleyebilmektedir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında hukuki yararın belirlenmesi icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına göre daha kolaydır....

      Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın dava şartı olduğuna ilişkin 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinde açık düzenleme bulunmaktadır. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....

        Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....

          Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın dava şartı olduğu 6100 sayılı hmk'nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.(HMK'nun 106). Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....

            Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın dava şartı olduğu HMK'nun 114.maddesinde düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında hukuki yararı kendiliğinden araştırır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Menfi tespit davası, taraflar arasında derdest itirazın kaldırılması iflas davasında menfi tespit davasındaki iddianın savunma sebebi olarak ileri sürülebileceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Menfi tespit davasının açılmasında davacının dava tarihi itibariyle hukuki yararının bulunması gerekir. İİK.nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali ve İİK.nun 158 ve 173. maddelerinde düzenlenen itirazın kaldırılması ve iflas davasından sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip 10.08.2005 tarihinde başlatılmış olup, menfi tespit davası 18.08.2005 tarihinde açılmıştır....

                Yukarıda açıklandığı üzere menfi tesbit davaları alacağın tahsili sonucunu doğuran bir dava değildir. Kanun koyucu menfi tesbit davalarını zorunlu aracbuluculuğa tabi tutmak isteseydi bunu açık şekilde ifade ederdi. Yukarıda açıklandığı üzere yorum yoluyla menfi tesbit davalarını TTK 5/A maddesi kapsamına almak mümkün bulunmamaktadır. Tüm bu gerekçeler ışığında menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı sonucuna varılmalıdır. Somut olayda davacı, davalıyla yapmış oldukları sözleşme gereği kendi üzerine düşen bedel ödeme edimini yerine getirdiğinden davalıya borçlu olmadığının tesbitini talep etmiş, yani menfi tesbit davası açmıştır. İlk derece mahkemesi menfi tesbit davalarında arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş, kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi başvuruyu esastan reddetmiştir....

                  Yukarıda açıklandığı üzere menfi tesbit davalarında kanunda belirlenen şartların bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kanun koyucu menfi tesbit davalarını zorunlu aracbuluculuğa tabi tutmak isteseydi bunu açık şekilde ifade ederdi. Yukarıda açıklandığı üzere yorum yoluyla menfi tesbit davalarını İİK 5/A maddesi kapsamına almak mümkün bulunmamaktadır. Tüm bu gerekçeler ışığında menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığının sonucuna varılmalıdır. Somut olayda davacı tarafı olmadığı bir sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tesbitini talep etmiş yani menfi tesbit davası açmıştır. İlk derece mahkemesi menfi tesbit davalarında arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş, kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine başvuruyu esastan reddetmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu