Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; ... memur muamelesini şikayet istemine ilişkin olup, mahkemece Yüksek .... Hukuk Dairesi'nin 2012/29183 E., 2013/4571 K. sayılı bozma ilamına uyularak karar verildiğinden hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/3526 Esas sayılı dosyasında yapılan, 03.02.2009 günlü hacze konu mallara 3.kişinin istihkak iddiasına karşı icra müdürlüğünce İİK 99.madde gereğince işlem yapılmasının yasaya aykırı olduğu iddiasıyla açılmış memur muamelesini şikayet davası olup dava ile ilgili temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu'nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek 12. Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 11.05.2010 günüde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra memur muamelesini şikayet K A R A R İnceleme konusu karar haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 12. ) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İCRA HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; icra memur muamelesini şikayet istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 12.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 12.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ya 03.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının borçlu ... yönüyle takibin kesinleştiğini belirterek haciz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmediği gerekçesiyle haciz talebinin reddedildiği, vaki şikayet üzerine mahkemenin icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. İcra müdürünün ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğunu kendiliğinden gözeterek, alacaklının haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığını tespit ve takdir yetkisi borçlu tarafından şikayet yoluna başvurulduğu takdirde icra mahkemesine ait olup, icra müdürünün böyle bir yetkisi yoktur. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre, mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Kaldı ki, borçluya kıymet taktir raporu ve satış ilanı, yine ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olan adresinde şirket çalışanları çarşıda olduğundan bahisle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca 29.12.2011 tarihinde yapılmış olup, usulüne uygundur. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz. O halde mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi: Somut olayda, şikayet eden-borçlunun icra müdürlüğünün İİK m.36 gereği asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile kapak hesabının yapılarak teminatın belirlenmesi isteminin reddine dair memur muamelesini şikayet ile icra mahkemesine başvurduğu, İstanbul 2....
İcra Müdürlüğünün 2021/482 E sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile zamanaşımı nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur....
Hukuk Dairesi’nin 02.05.2018 tarih ve 2018/9209 Esas, 2018/11907 Karar sayılı ilamı ile; Mahkemece, öncelikle şikayet istemi hakkında bir karar verilerek istemin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, talep istihkak davası olarak nitelenerek ve bu nitelemeye uygun gerekçe oluşturularak, sadece istihkak davasının kabulüne karar verilmesi, memur muamelesini şikayet talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, 23/07/2015 tarihli haciz sırasında hukuken geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından HMK'nın 114/1h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni davanın usulden reddine karar verilmiş, karar üçüncü kişi ve alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkeme ise önündeki talep usulsüz tebliğ şikayeti olmamasına rağmen yargılamasını bu yönde yapmış ve tebligatın usulüne uygun olduğuna karar vermiştir. Yerleşik yargıtay deneyimleri, icra müdürlüğünün doğrudan tebligatların usulüne uygun olup olmadığını inceleme yetkisi bulunmadığını, bu yetkinin ilgilisine ait olduğuna işaret etmektedir. Somut olayda da zaten ilgilisi bu yöndeki şikayet hakkını kullanmış, tebligatın usulsüzlüğü mahkemece kabul edilmiş ve borçluların takipten 09/03/2020 tarihinde haberdar olduklarına karar verilmiştir. Hüküm tarihi itibarıyla istinaf yargısının önündeki şikayet çökmüştür. Ancak her dava açıldığı tarihteki hukuki şartlara tabi olmakla şikayet mahkememizce esastan incelenmiştir. Yukarıda da bahsedildiği gibi icra müdürlüğünün tebligatın usulsüzlüğünü denetleme gibi bir yetkisi yoktur. Her ne kadar yargı kararıyla müdürlüğün şikayete konu 24/12/2018 tarihli kararının doğruluğu saptanmış ise de bu saptama karar tarihi olan 21/07/2019 tarihinden sonradır....