Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, eşler arasında düzenlenen mehir senedinden kaynaklı ziynet ve eşya alacağının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli ile mehri müeccel bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen kararın yerinde olup olmadığı, yargılamada usuli bir eksiklik bulunup bulunmadığı, tarafların usuli kazanılmış haklarının gözetilip gözetilmediği, Dairenin 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı ilamında düzeltilmesi gereken bir yanlışlığın bulunup bulunmadığı, bu bağlamda taraf vekillerinin düzeltme talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 226 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 190 ıncı, 191 inci, 200 üncü, 201 inci, 203 üncü maddeleri....

    Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 2016/242 esasına kaydedilen dosyada 12/01/2017 tarihli celsede ziynet eşyası ve eşya alacağı taleplerinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, bu karar üzerine ziynet eşyası ve eşya alacağı talepleri aynı mahkemenin 2017/37 esasına kaydedilmiş, 23/02/2017 tarihli duruşmada davacı vekiline dava konusu ziynet ve çeyiz alacağına ilişkin açıklama yapmak, değer bildirmek ve bildirilen değer üzerinden nispi harcı yatırmak üzere süre verilmiş, davacı tarafından önce 13/04/2017 tarihli dilekçe ile sonradan 27/04/2017 tarihli dilekçe ile 300 gram mehir olarak davacıya verilmesi konusunda mutabık kalınan 30.000,00TL ye ilişkin tüm hak ve alacaklar saklı tutularak, düğünde takılan 120 gram 7 adet bilezik 20 adet çeyrek altın,1 set gerdanlık küpeleri ve bileklikleri için ziynet bedeli olarak 10.000,00TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş ve 10.000,00TL üzerinden harç yatırılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece; taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki dava yönünden de boşanma kararı verilmiş ise de davacı - davalı erkek, kadının kendisine karşı "hakaret ve beddua içerikli sözler söylemesi" ve "sevgisiz davranması" vakıalarına dayanmamıştır. Davacı- davalının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınması mümkün değildir (HMK m.25/1). Bu nedenle belirtilen eylemler kadına kusur olarak yüklenemez....

      Davacının boşanma davası ile birlikte açmış olduğu ziynet, çeyiz ve mehir istemine ilişkin davalarının tefrikine karar verilmiş, ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin yargılamaya iş bu dosya üzerinden devam edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının ziynet eşyasına ilişkin davasının reddine, çeyiz eşyalarına ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mehir Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 Sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 Sayılı ve 6217 Sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur....

        Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde: Eldeki dava mehir senedinden dolayı ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir. Görülmekte olan davada, davalılar senetteki imzayı inkar etmemişler; davacı ile davalılardan ...’ün ikinci birleşmelerinde dava konusu senedin tanzim edildiğini ve Almanya'da alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının bu senede yazıldığını, talep edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının davacıda olduğunu, bu eşyaların yanlarında kalmadığını iddia etmişlerdir. Yukarıda vurgulandığı üzere, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalıların davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlamaları gerekir. Ancak davalılar iddialarını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil dosyaya sunmamışlardır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mehir senedinde yazan kanepe ve halıya ilişkin davadan feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer ziynet ve çeyiz eşyası alacağına yönelik davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 2006 yılında evlendiklerini, davalı tarafından mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarının kendisine hediye olarak verildiğini, daha sonra davalı ile boşandıklarını, bahse konu eşyaların davalının uhdesinde kaldığını ileri sürerek; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde değeri olan 24.950,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep...

            İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı-k.davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kusur, tazminat ve nafaka miktarları kişisel ilişki, ziynet alacağı ve mehir senedinde taahhüt edilen altınların aynen iadesine, mümkün değilse fiili ödeme anındaki değerlerine hükmedilmesi gerekirken dava tarihindeki değerine hükmedilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma, ziynet, eşya ve mehir alacağı, karşı dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "Evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine 15.000,00'er TL maddi ve manevi tazminata, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile toplam 3.965,00 TL'nin yasal faiziyle davalı-karşı davacıdan tahsiline, kadının mehir alacağı davasının reddine, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı vekili; mehir alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı davacı vekili; boşanmaya bir itirazları olmadığını belirterek, kadın lehine hükmedilen tazminatların kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda lehlerine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

            Davacı 10.02.2011 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş olup, senette teslim alan sıfatıyla davacının imzası bulunmadığından, ziynet ve eşyaların davacıya teslim edildiğine dair senet üzerindeki davalının beyanı, davacıyı bağlamaz. Ancak davalının bu çeyiz ve ziynet eşyalarını hibe ettiğine dair beyanı, kendisini bağlar. Diğer taraftan, davacı tanıklarından...; "mehir senedi gereği altın yüzükler, küpe ve sayısını bilmediğim bilezik takıldı" beyanında, davacı tanığı ... ise; "geldiğinde üzerinde sadece iki yüzüğü ve küpesi vardı" beyanında bulunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu