Mahkeme gerekçeli kararında, "davacı kadının mehir alacağı davasının kabulüne" ifadesiyle yetinmiş, bunun dışında; hangi tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediği belirtilmediği gibi, kabule ilişkin başka bir gerekçeye de yer vermemiştir. Bu haliyle karar, kadının mehir alacağı davası yönünden yeterli gerekçeden yoksun olup Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/1 -c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu bakımdan gerekçesiz karar oluşturulması usule aykırı bulunmuştur. 3-Davalı-karşı davacı erkek, birleşen dava dilekçesinde boşanma talebinin yanı sıra 7.800 TL şahsi alacak talebinde de bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacı erkeğin alacak talebi nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki eşyadan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... ile evli olduğunu, diğer davalının da ...’in babası olduğunu, mehir senedinde yazılı eşyaların davalılarda kaldığını ileri sürerek bu eşyaların aynen, değilse bedelleri toplamı olan 15.650.000.000 Tl.nın tahsilini istemiştir. Davalılar, davacının ziynetlerini götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi ile 200 gram altının davacıya verilmek üzere mehir olarak kararlaştırıldığı, davacının 133 gram mehir altınının verilmediği iddiası ile açılan işbu davada senetten kaynaklanan edimin yerine getirildiğinin ispat külfetinin davalı tarafta olup, bununda ancak senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delille ispat edilebileceği, davalının senet kuvvetindeki belgeyi ibraz edememekle birlikte davalıya yemin delilinin hatırlatılmadan 133 gram mehir altını için davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar mehir senedinde davalının imzası olmasa da mehirdeki altınların davacıya düğünde takıldığı, mobilya takımı ve çeyiz eşyalarının alındığının davalı tanık beyanlarıyla sabit olduğu, dolayısıyla işbu davanın mehir senedinden kaynaklı dava değil zilyetliğe dayalı dava olduğu, davacının iddiasının en son müşterek haneden şiddet görerek ayrıldığı için ziynet ve eşyaların kendisine teslim edilmediği yönünde olduğu, boşanma dosyası kapsamı ve tanık Sinan'ın beyanı ile davacının müşterek haneden sadece eşofman, terlik ve ceketi ile gece vakti ayrıldığı, bu nedenle yanına herhangi bir eşyasını almasının mümkün olmadığı, her ne kadar bir kısım davalı tanıkları davacının çeyiz eşyalarının bir kısmını götürdüğünü sonrasından da dayısı ve yengesinin gelip mobilya takımı dahil kalan eşyalarının hepsini götürdüğünü beyan etmiş iseler de, davalının cevap dilekçesinde bu yönde bir vakıaya dayanmadığı, hal böyle olunca davanın reddinin hatalı...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1- Mehir senedinde yazılı olan 4 adet 150 gram altın bilezik ve set şeklinde ziynet eşyalarının davalılardan aynen alınarak davacıya iadesi olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsiline yönelik davalılar aleyhine açılan davanın reddine, 2- Mehir senedinde yazılı buzdolabı (4.190,00 TL) çamaşır makinesi(2.340,00 TL), bulaşık makinesinin (2.140,00 TL) davalılar tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 8.670,00 TL'nin 300,00 TL'sine dava tarihinden, geriye kalan 8.370,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 20/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3- Mehir senedinde yazılı salon mobilyası takımı (1.750,00 TL), yatak odası takımı (1.400,00 TL), yemek odası takımı (1.400,00 TL), ocaküstü firın( l. 650,00 TL...
İlk derece mahkemesi kararının özeti: ''Dava, bağışlama vaadinden kaynaklanan alacak davasıdır. Dava konusu alacak, esasen dini nikah merasiminde vaad edilen mehr-i müecceldir. Eski hukuktan gelen mehir kurumu 2/12/1959 tarih ve 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına konu olmuş ve bu ilamda “Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez.” şeklindeki açıklamalarla mehrin günümüz medeni hukukuyla ilişkisi tespit edilmiştir. Mehr sözleşmesi ile ilgili talepler eski hukuka ait bir kurum olduğundan bahisle tartışılmaksızın reddedilemez. Mehr sözleşmesi bugün de geçerlidir. (Yargıtay 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinde belirtilen eşya ve ziynetlerin davacıya teslim edildiğine dair mehir senedinde herhangi bir ibare olmadığı, davacı tarafça mehir ediminin ifa edilmediğinin iddia edilmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıya ait olduğu, davalının senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemediği gibi yemin delilini kullandığı, davacının mehir ediminin ifa edilmediğine yemin ettiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
den, mehir senedindeki eşyalar 150 gr altın, yatak odası takımı, çamaşır makinesi, buzdolabı, mobilya, halı ve televizyonun bedeli olan 20.650.00 TL iki davalıdan müteselsilen faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; mehir senedindeki altınların çalındığını, soruşturmanın sürdüğünü, mehir senedindeki altınları davacıya teslim eden ve hırsızlık olayının olduğu tarihte Danimarka'da olan davalı ...'in sorumluluğunun olmadığını, mehir senedindeki diğer eşyaların Güven tarafından teslim edileceğini, davacının iddia ettiği kişisel altınların ise hiç olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/09/2021 NUMARASI : 2020/1367 ESAS 2021/1350 KARAR DAVA KONUSU : Mehir Senedinden Kaynaklı Alacak KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl dosya dava ve cevaba cevap dilekçesi: Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinde belirtilen eşya ve alacakların müvekkiline teslim edilmediğini belirterek eşya ve altınların bedeli için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 08/06/2021 tarihli dilekçesi ile de dava dilekçesinde bildirilen 17.230,00 TL üzerinden harcı tamamladığını belirtmiş, 07/07/2021 tarihli ıslah dilekçesinde de mehir senedinde belirtilen altın ve eşyalar yönünden herhangi bir ıslah işlemi yapılmamıştır....
Davacının talebi nişanda ve düğünde takılan ziynetler olmayıp, 13.8.2005 tarihli mehir senedinde taahhüt edilen 800 gram altına ilişkindir. Mahkemece her ne kadar "davacı tarafından iddianın ispat edilemediği, yemin deliline de dayanılmadığından" bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı taraf iddiasını senede dayandırmakta olup, senetten kaynaklanan borcun ifa edildiğinin ispat külfeti davalı borçluya düşmektedir. İspat külfeti kendisine düşmeyen tarafa yemin delilinin hatırlatılarak "yemin teklif edilmemesi" nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalı taraf senet ile borçlandığı miktarı ödemek durumundadır. Davalı tarafından 13.8.2005 tarihli senetten kaynaklanan borcun ödendiği ispat edilemediğine göre davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....