Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, mehir senedi ile taahhüt edilen 200 gram ziynet altının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının mehir senedi ile 200 gram 22 ayar altın hibe edeceğini belirttiğini, ancak altının teslim edilmediğini bildirerek senette yazılı altının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, mehir senedinde yazılı altının davacıya teslim edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.’nun 201.maddesi hükmüne göre senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispatı mümkün olmayıp, ancak aynı kuvvette bir belge ile kanıtlanması gerekir....

    Davacı 10.02.2011 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş olup, senette teslim alan sıfatıyla davacının imzası bulunmadığından, ziynet ve eşyaların davacıya teslim edildiğine dair senet üzerindeki davalının beyanı, davacıyı bağlamaz. Ancak davalının bu çeyiz ve ziynet eşyalarını hibe ettiğine dair beyanı, kendisini bağlar. Diğer taraftan, davacı tanıklarından...; "mehir senedi gereği altın yüzükler, küpe ve sayısını bilmediğim bilezik takıldı" beyanında, davacı tanığı ... ise; "geldiğinde üzerinde sadece iki yüzüğü ve küpesi vardı" beyanında bulunmuştur....

      de yararlandırılmasına,mehir senedinde yazılı 350 gr altının aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş,yargılama aşamasında mehir senedinden kaynaklanan davayı atiye bırakmıştır....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ahmet ile evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, taraflar ayrıldıktan sonra davacının mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedellerini talep etmesine rağmen davalıların buna yanaşmadıklarını belirterek mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedeli için şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 225.375,00 TL olarak ıslah etmiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2021 NUMARASI : 2020/222 ESAS, 2021/668 KARAR DAVA KONUSU : MEHİR ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği kurulduğunda bu evlilik için müvekkili lehine imam ve şahitler huzurunda mehir düzenlendiğini, buna göre davalı müvekkiline 250 gram 24 ayar altın ödemeyi taahhüt ettiğini, bu nedenlerle mehir bedelinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        en son müşterek haneden dövülerek karakola gittiği, oradan da baba evine döndüğü, dolayısıyla talep ettiği mehir eşyalarını yanına almasının mümkün olmadığı, hal böyle olunca mehir senedinde belirtilen eşya ve altınlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mehir senedi içeriği dikkate alınmadan sadece 100 gram altının evlenirken yapıldığı, 150 gram mehir altının hiç yapılmadığı yönündeki tanık beyanları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca mehir senedi içeriğine göre davacıya teslim edilen muhtelif elbiseler ile güğüm, bardak ve leğenin mehir senedinin düzenlendiği tarihten fiili ayrılığın gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre gözetildiğinde kullanılmakla eskiyen türden eşyalar olması sebebi ile bu husus gözetilmeden bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının talep ettiği şahsi eşyaların varlığına davalı tarafça itiraz edildiği, bunların varlığını davacının ispat etmek zorunda olduğu, ancak davacının...

        Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinden ... ile davalının evlenmek için nikahlandığını, bu nedenle mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine mahsuben nişan ve nikah akdinin öncesinden 07.12.2007 tarihinde müvekkilleri tarafından davalıya bir kısım ziynet eşyalarının takıldığını; ancak, davalının düğün türeni yapılmadan, evlenmekten vazgeçerek, boşanma davası açtığını, davanın derdest olduğunu; davalının, ayrıca, ziynet eşyalarının bedeli ve tüm yaptığı masrafların tahsili için de alacak davacı açtığını; bundan ayrı, mehir senedine dayalı olarak alacak davacı açtığını; oysa, müvekkillerinin evlilik birliğinin kurulmamasında sorumlu olmayıp, bağıştan ve mehirden rücuu ettiklerini ileri sürerek; mehir senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın dayanağı mehir senedinde borçlu sıfatı ile davalı T5 ve kefil sıfatı ile Yasemin Dirik'in imzasının bulunduğu, davalıların imzaya itiraz etmeleri üzerine alınan raporda senetteki imzanın T5'e ait olmadığı, senedin Yasemin Dirik tarafından imzalandığının belirtildiği, buna göre davacının mehir senedinin hiç ifa edilmediğini iddia etmesi nedeni ile senette ki imzanın davalı Mustafa'ya da ait olmadığı alınan rapor ile tespit edildiği de gözetilerek ifa edilmeyen mehir senedi yönünden davalı Yasemin'e karşı açılan davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken aile mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur....

          Cevap dilekçesi: Davalı Nesimi vekili cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı tarafından kendi kişisel ihtiyaçları için harcandığını, mehir senedi dosyaya ibraz edildiğinde de beyanda bulunacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dahili davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedi dosyaya ibraz edildiğinde de beyanda bulunacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

          (BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) yazılı olarak düzenlenmiş olup mehirde belirlenen bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, ancak davalı vekilinin mehir alacağı talebinde bulunurken boşanma halinde talep edilebileceğini belirttiğine göre, davacının talebi , mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlık; aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğundan, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna ilişkin kararın yerinde olduğu değerlendirilmekle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu