WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı Adem'in mehir senedinde yazılı olan tüm eşyaları davacıya teslim etmekle sorumluluğunun ortadan kalktığını, bu nedenle davalı Adem hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, mehir senedinde yazılı olan ziynet eşyaları ve davacının talep ettiği çeyrek altınları davacının baba evine giderken beraberinde götürdüğünü, mehir senedinde yazılan ev eşyaları ve şahsi eşyaların ise herhangi bir ihtilaf olması halinde aynen teslim edileceğinin, olmadığı takdirde rayiç değerinin mehir senedi ile taahhüt edildiğini, davalı Ramazan'ın mehir senedinde yazılı olan ev eşyaları ve davacının çeyiz eşyalarını aynen teslim etmeye hazır olduğunu belirterek davalı Adem yönünden açılan davanın husumetten reddine, davalı T4 açısından açılan ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine, diğer eşyalar yönünden aynen teslim kabul edildiğinden bedele yönelik talebin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....

Davanın dayanağı davacı ile davalı Kenan'ın evlenmesi nedeniyle düzenlenen mehir senedi olup, davanın davacının babasından bağış yoluyla gelen %25 hisse için davası kişisel eşyanın iadesi, davalı Mehmet'ten gelen %25 hisse için mehir alacağı davası mahiyetinde olup, davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken 03/03/2022 tarihli celsede asliye hukuk sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

Davaya konu mehir senedinin mehri muaccel (hemen verilen) olarak düzenlendiği, tarafların senedi imzaladığı, senet içeriğinde açıkça mehir altınlarının davacıya teslim edildiğinin yazılmadığı gibi davacının da senedi teslim alan sıfatıyla imzalamadığı, mehri muaccelin evlenme nedeni ile verilen bir mehir olduğu ancak bunun mehrin davacıya teslim edildiği anlamına gelmeyeceği, hal böyle olunca senetten kaynaklanan edimi ifa ettiğini ispat külfetinin davalı tarafta olup, bunun senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delille ispatlanması gerektiği, davalının senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemediği, yemin delilini de kullanmayacağını beyan ettiği anlaşılmakla 200 gram mehir altını yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir....

Davalı; iddia edilen takı miktarlarının sayıca daha az olduğunu, mehir senedi aslının ibrazının gerektiğini, mihri müeccelin geçerli olamayacağını, boşanma davasında tarafların eşit kusurlu kabul edildiklerini, evlendikten sonra davacının bankaya olan borcu 2.817,80 TL ödediğini, bu paranın takas ve mahsubunu talep etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı Adem'in 01/07/2010 tarihinde evlendiklerini, dava dışı Adem ile davalı babası Mehmet Kaya'nın müvekkiline mehir senedi ile taahhütte bulunduklarını, davalının, müvekkilinin boşandığı eşinin babası olup müvekkiline dava konusu mehir senedi ile yazılı olan altın ve eşyaları vermeyi taahhüt ettiğini, ancak 100 gram altının hiçbir şekilde alınmadığını, müvekkilinin mehir senedinde yazılı olan diğer eşyaları alamadan baba evine dönmek zorunda kaldığını belirterek mehir senedindeki eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 12.600,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 34.100,00 TL olarak ıslah etmiştir....

    kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; yörede yapılan evliliklerde mehir senedinin düzenlenmesinin gelenek haline geldiği, davaya konu mehir senedindeki imzanın, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporla davalıya ait imza ile benzediğinin belirlendiği, ayrıca davacı tanıklarının davalıyı sözkonusu senedi imzalarken gördüklerini beyan ettikleri gözetildiğinde senetteki imzanın davalıya ait olduğu, davalının mehir senedindeki eşyaları almadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 11.06.2014 günlü ve 2014/1951 E.-9440 K.sayılı ilamıyla onanmış, davalı tarafça bu defa kararın düzeltilmesi istenilmiştir.TMK.nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

      buna göre belirlenmesi gerektiği, kabule göre de; davacının aynen iade talebi olmasına rağmen harçlandırılan ziynet eşyaları yönünden aynen iadeye karar verilmemesinin hatalı olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından mehir senedinin mehri muaccel (hemen verilen) olarak düzenlendiği, davacının senedi imzaladığı, bu nedenle senet içeriği ile altınların davacıya verildiğinden hareketle ispat külfetinin davacıda olduğu düşünülerek davanın reddine karar verilmiş ise de, senet içeriğinde açıkça mehir altınlarının davacıya teslim edildiğinin yazılmadığı gibi davacının da senedi teslim alan sıfatıyla imzalamadığı, mehri muaccelin evlenme nedeni ile verilen bir mehir olduğu ancak bunun mehrin davacıya teslim edildiği anlamına gelmeyeceği, hal böyle olunca senetten kaynaklanan edimi ifa ettiğini ispat külfetinin davalı tarafta olup, bunun senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delille ispatlanması gerektiği anlaşılmakla davalıya yemin delili hatırlatılarak sonucuna göre...

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının oğlu dava dışı Mustafa Erol Çobancı'nın 2005 yılında evlendiğini, evlilik öncesinde davalının 02/09/2005 tarihinde bağışlayan olarak imzaladı mehir senedi ile 220 gr altın (kilitli burma), altın takı seti ve bazı ev eşyalarını davacıya bağışlamayı vaad ettiğini, davacı ile davalının oğlunun 21/12/2012 tarihinde kesinleşen Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/425 Esas ve 2012/523 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mehir senedinde boşanma halinin kast edilerek herhangi bir huzur bozucu durum olması halinde mehir senedinde yazılı olanların davacıya ait olacağının kararlaştırıldığını, boşanma gerçekleşmesine rağmen bu senette bulunan alacak kalemlerinin davacıya verilmediğini belirterek, mehir senedinde yer alan ziynetlerin bedeli tam olarak belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 2.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya...

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının oğlu dava dışı Mustafa Erol Çobancı'nın 2005 yılında evlendiğini, evlilik öncesinde davalının 02/09/2005 tarihinde bağışlayan olarak imzaladı mehir senedi ile 220 gr altın (kilitli burma), altın takı seti ve bazı ev eşyalarını davacıya bağışlamayı vaad ettiğini, davacı ile davalının oğlunun 21/12/2012 tarihinde kesinleşen Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/425 Esas ve 2012/523 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mehir senedinde boşanma halinin kast edilerek herhangi bir huzur bozucu durum olması halinde mehir senedinde yazılı olanların davacıya ait olacağının kararlaştırıldığını, boşanma gerçekleşmesine rağmen bu senette bulunan alacak kalemlerinin davacıya verilmediğini belirterek, mehir senedinde yer alan ziynetlerin bedeli tam olarak belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 2.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya...

        Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/15917 Esas 2014/4374 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davaya dayanak teşkil eden mehir senedinin 23/11/2020 tarihli celseye gelinceye kadar davalıya tebliğine dair bir işlem yapılmadığı, davalının mehir senedini 23/11/2020 tarihli celsede gördüğü, bu nedenle süresinde cevap dilekçesi vermese dahi mehir senedini gördükten sonra imzaya yaptığı itirazın savunmanın genişletilmesi olarak nitelendirilemeyeceği, buna göre, davalının imza itirazının dikkate alınarak mehir sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespitinin gerekeceği, Kabule göre de; Mahkemece 250 gram altın yönünden davanın kabulüne karar verildiği, davacının dava dilekçesi ile mehir senedinden dolayı alacak ve katılma alacağı yönünden dava değerini 20.000,00 TL olarak bildirdiği, davacının katılma alacağı talebinin tefrikine karar verildiği, gösterilen 20.000,00 TL dava değerinin mehir alacağı ve katılma alacağına dair olmasına rağmen mahkeme tarafından sanki mehir alacağı...

        UYAP Entegrasyonu