WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava; mehir alacağı istemine ilişkindir. Erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala mehir denir. Mehir, ödenme zamanına göre, mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel olmak üzere ikiye ayrılır. Mehr-i muaccel, peşin olarak ödenen mehirdir. Mehr-i müeccel ise ödenmesi sonraya bırakılan mehirdir. Bu mehrin ödenmesi için herhangi bir zaman belirlenmişse, bu tarih geldiğinde belirlenen mehrin ödenmesi gerekir. Şayet bir vakit belirlenmemişse, boşanma ile mehir muacceliyet kazanır. Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (02/12/1959 günlü, 14/30 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi).Mehir sözleşmeleri bugün de geçerlidir....

senedi ile müvekkiline bağışlanan on adet tam altının iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mehir alacağı talebine ilişkin 1.000,00 TL' lik dava değerini, 26.600,00 TL'ye ıslah etmiştir....

    Somut olayda; davacının/karşı davalının talebinin evlenme akdinin yapılacağı düşüncesiyle tanzim olunan mehir senedinde yazılı bulunan altın ve ev eşyalarının teslim edilmesi davalı/karşı davacının talebinin ise evlenme akdinin yapılacağı düşüncesiyle tanzim olunan mehir senedinde yazılı bulunan bağışlamadan rücu talebine ilişkindir. Bu durumda; davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında evlilik akdi yapılmamış,evlilik akdinden kısa bir süre önce taraflar arasında nişanın bozulmasından dolayı evlilik akdinin gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler....

    CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; imam nikahı sırasında mehir olarak 150 gram altın kararlaştırıldığını, 750 gram altın taahhüdünde bulunulmadığını, imam nikahı sırasında kararlaştırılan 150 gram altının ise düğünde davacıya takıldığını, mehirden kaynaklı herhangi bir borcun kalmadığını, kabul etmemek koşulu ile 750 gram altın taahhüt edildiği düşünülse dahi bakiye 600 gram mehir için bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu, ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 296 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, ortaya çıkan durumlar itibariyle bağışlama sözünün geri alınması ve ifadan kaçınma koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2021 tarih ve 2020/392 Esas, 2021/810 Karar sayılı kararı ile davacı tanığı ...'...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlenirken 02/08/1997 tarihinde mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine konu ziynet eşyalarının müvekkiline ifa edilmediğini, çeyiz eşyalarının da müşterek hanede davalıda kaldığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya ve altınların dava tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, dava dilekçesinde dava değerini 4.000,00 TL olarak göstermiş, ıslah dilekçesi ile de davasını 45.065,00 TL üzerinden ıslah etmiştir....

      ın evli olduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle müvekkilinin müşterek konutu terk etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin evliliği nedeniyle bir mehir senedi düzenlendiğini, bu senedin davalı eş ve diğer davalı kayınpederi tarafından imzalandığını belirterek senette yazılı eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, altınların sağlık nedeniyle harcandığını, ev eşyalarını teslime hazır olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, davalı ...'dan aynen veya bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresinde, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir....

        DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanma davalarının devam ettiğini, tüm eşyalar, çeyizler giyim, ayakkabı her şey ortak hanede kaldığını, ortak konutun tahsisinden sonra kendisine ait eşyaları evinde bulamadığını, altınların tamamı davalılar tarafından borç olarak alındığını, bozdurulduğunu, geri ödeme sözü verildiğini ancak altınların hiç birinin iade edilmediğini, taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedindeki ziynetlerin davalı tarafından borç olarak alındığını ancak iade edilmediğini, eşyaların davalıda kaldığını ayrıca mehir senedinde mehir tazminatı ödenmesinin kararlaştırıldığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya, altın ve mehir tazminatı ile düğünde takılan altın ve paraların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 2.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 2....

          KARAR Davacı, davalı ile evli iken 30.11.2003 tarihinde davalı eşinin kendisini döverek evden kovduğunu, aynı gece bayram şekerlerini çaldığı iddiası ile cebir ve şiddetle kağıt imzalattığını, savcılığa şikayette bulunması üzerine davalının ceza mahkemesinde yargılanarak mahkumiyetine karar verildiğini, bu arada Konya 1.Aile Mahkemesinde 2004/808 esas sayılı dosyası ile mehir senedinden doğan alacaklarının tahsili için açtığı dava sırasında davalının sözde mehir senedindeki haklarından vazgeçtiğine dair bir belge ibraz ettiğini, oysa böyle bir belgenin gerçek olamayacağını, evden kovulduğu ve dövüldüğü gece ne olduğunu bilmeden imzalatılan belgenin geçersiz olduğunu, imzanın da incelenmesi gerektiğini, ileri sürerek mehir senedinden feragate ilişkin belgenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Mehir senedi incelendiğinde; davalılar murisi İbrahim Binar'ın davacı T1 mehir senedinde yazılı altınları mehir olarak bağışlamayı vadettiği, altınları verene dek Karkın kasabasında bulunan 14 çiftçi dönümü tarlasının gelini Harunnisa'nın yedinde olacağının ve herhangi bir kira bedeli ödemeyeceğinin kararlaştırıldığı, mehir senedinin 29/04/1983 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle davalılardan T7 T13 T10 davayı kabul beyanında bulunmuşsa da davalılar arasında murisin terekesinden kaynaklanan bir borç olması dolayısıyla zorunlu dava arkadaşlığı olduğu somut olayda gözetilmelidir. "..4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640 maddesinin 2. bendi (eski Medeni Kanunun 581. maddesi) uyarınca, elbirliği ortaklığında mirasçılar sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir senedindeki altınların karşılığı olarak davacıya düğünde 5 adet bilezik ve 1 adet set takımı takıldığı, mehirdeki diğer eşyaların da alınarak davacıya teslim edildiğinin davacının ve tanıklarının beyanları ile sabit olduğu, dava konusu altın dışında kalan eşyaların tarafların ayrılığı aşamasında davacı tarafından baba evine getirildiğinin tanık beyanları ile anlaşıldığı, bu nedenle eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesine yönelik istinafı reddedilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu