Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 30.09.2011 havale tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalının 08.08.2000 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği kurulmadan önce davalının 02.08.2000 tarihli mehir senedi ile müvekkiline 200 gr 22 ayar altın hibe edeceğini taahhüt ettiğini ancak bu altınların hiçbir zaman teslim edilmediğini ileri sürerek söz konusu altınların mevcutsa aynen ifasına, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili 20.01.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mehir senedinde nitelik ve vasıfları belirtilen altınların taahhüt edildiği gibi davacıya teslim edildiğini ancak altınların ayarı noktasında ihtilaf olduğunu, altınların tümünün 22 ayarda olacağının mehir senedinde belirtilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararı: 6. Konya 1....

    mehir senedinde yer alan menkul eşyalarını aldığını,ancak mehir senedine konu edilen altınların davalılar tarafından davacıya teslim edilmediğini belirterek,itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Muhammet evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senedin davalılar tarafından imzalandığını, ancak davalıların mehir senedinde yazılı taahhütlerini yerine getirmediklerini, evlilik birliği devam ederken müşterek hanede kullanılan eşyaların çoğunun davacının babası tarafından alındığını, kalan bir kısım ev eşyalarının ise davacı tarafından alındığını, yine müvekkiline düğünde kendi ailesi ve arkadaşları tarafından hediye edilen ziynet eşyalarının da davalı Muhammet tarafından davacıdan alındığını, davalının bu altınları babası ile birlikte işlettikleri iş yerine malzeme almak ve borçlarını kapatmak için kullandığını belirterek mehir senedinde belirtilen ziynet ve eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, düğünde davacının ailesi ve akrabaları...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların ... ülkesinde boşandıklarını, taraflar arasında 04/09/2011 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, müvekkilinin yurt dışında yaşadığından hiç bir eşyasını yanına alamadığını, mehir senedindeki ziynetler ve çeyiz eşyaları ile davacının şahsi eşyalarının davalının uhdesinde kaldığını belirterek; mehir senedinde yazılı çeyiz eşyalarının, mehir senedinde yazılı altınlardan 9 adet 200 gram ağırlığında altın bilezik ve 1 adet 65gram altın bileziğin ve davacının şahsi eşyalarının...

        Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin 02.09.1992 tarihinde davalı ile evlendiğini, 23.09.1999 tarihinde boşandıklarını, evlenmeleri nedeniyle müvekkiline 1290 gram 22 ayar altının mehir senedi ile bağışlandığını, davalıların bu bağışı ifa etmediklerini belirterek müvekkiline bağışlanan 1290 gr. 22 ayar bileziğin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davanın süresinde açılmadığını, belge altındaki imzaların müvekkillere ait olmadığını, bağışın gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Aslan "1.290 gram altın bileziği evlenme aktinden dolayı eşim olan ... doğumlu ...(....) ....'e düğün hediyesi ve mehir olarak bağışladım” diye 01.09.1992 tarihli mehir senedi düzenleyip imzalamış babası ... da kefil olarak imzalamıştır. Davacı bu mehir senedine dayalı olarak Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/617-1994-115 sayılı dosyasında 02.08.1993 tarihinde alacak davasının yargılama açmıştır....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Yusuf'un evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen ziynet ve eşyaların davalılarda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL ziynet ve eşya bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı T3 karşı açılan davanın zaman aşımına uğradığını, tarafların yurt dışında boşandıklarını, mehir senedindeki eşya ve altınların davacıda kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Dava; mehir senedinden kaynaklı alacağa ilişkindir. Mehir senedi içeriğine göre 500 gr altının ise mehri müeccel yani ileriye (evliliğin boşanma yada ölümle son bulması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadi olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi "Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz." hükmünü amirdir. Aynı Kanunun 200/I maddesi "senetle ispat" ve 200/II maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlen mektedir. Yine, aynı kanunun 201.maddesinde de; "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de; "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Osman'ın 2014 yılında evlendiklerini, 08/06/2014 tarihinde düzenlenen mehir senedi ile altın ve bir takım eşyanın davacıya bağışlandığını, ancak ayrılırken bunların davacıya teslim edilmediğini belirterek, mehir senedinde yazılı olan 250 gram altın bilezik, set tıkımı ve salon takımının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 02/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de 51.750 TL olarak ıslah etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ve davalı Emrullah evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen 200 gram altından 100 gramının takılıp, 100 gramının takılmadığı, davacının takılan 100 gram mehir altını ile ilgili iddiasının, davalının alıp, kişisel harcamalarında kullandığı yönünde olduğu, ancak taraf tanık beyanları ile ziynetlerin davalı Hasan Hüseyin'e verildiğinin anlaşıldığı, bu halde takılan 100 gram mehir altını yönünden davalı Emrullah'a karşı açılan davanın kabulüne imkan olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/3- 451 esas 2019/355 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı Hasan Hüseyin yönünden davanın aile mahkemesinde görülemeyeceği, dolayısıyla bu husus göz ardı edilerek 100 gram altın yönünden verilen kararın hatalı olduğu, davalının dosyaya sunduğu 26/02/2021 tarihli tutanak içeriği ile de, mehir senedinde belirtilen oturma odası takımı ve oturma odası halısının davacıya teslim edildiği hususu gözetilmeden karar verilmesinin...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Kudret evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senedin mehri veren sıfatı ile davalı İbrahim tarafından imzalandığı görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu