DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği şahsi eşyalardan ütü dışındaki eşyaların yargılama sırasında davacıya teslim edildiği, ütünün değerinin 23/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, belirlenen değerde rayiç bedel gözetilerek isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalılar mehir senedine konu eşyaları ve şahsi eşyaları aynen iadeye hazır olduklarını beyan etmelerine rağmen mehir eşyaları ve teslim edilmeyen ütü yönünden bedele hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiş iseler de, seçimlik hakkı davacıya ait olup, davacının isterse bedel isterse aynen iade talep edebileceği, sadece bedel istenildiği halde aynen iadeye hükmedilemeyeceği, dolayısıyla davacının talebi ile bağlı kalınarak bedele hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, mehir eşyalarının bilirkişi tarafından belirlenen değerlerinin de makul olduğu anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ahmet ile evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, taraflar ayrıldıktan sonra davacının mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedellerini talep etmesine rağmen davalıların buna yanaşmadıklarını belirterek mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedeli için şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 225.375,00 TL olarak ıslah etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Mehmet evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senedin davalı Şayeste tarafından kefil sıfatı ile imzalandığı, senette tahrifat yapıldığı iddiasının adli tıp kurumundan alınan rapor ile ispat edilemediği, davalı Şayeste'nin adi kefalet definde bulunması sebebi ile hakkında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi ziynet eşyalarının düğünde takıldığı ve daha sonra davalı Mehmet tarafından alındığının belirtilmesi karşısında da davalı Şayeste'nin ziynetlerden kaynaklı sorumluluğunun kalmadığı, her ne kadar davacı tanığı Metehan Hakkı Özdemir, ziynetlerin davalı Mehmet tarafından bozdurulduğunu beyan etmiş ise de, bu beyanının soyut olduğu, davacının yemin delilini kullanmadığı, yine müşterek hanede kaldığı iddia edilen diğer mehir eşyaları konusunda da davacının mehir eşyalarını alamadığının ispatlanamadığı, yemin delilini kullanmadığı, boşanma ilamında da davacının müşterek haneden ayrılırken eşyaları...
DAVA Davacı; 08.11.2004 tarihli mehir senedinin gerçeği yansıtmadığını, bu senedin babasının vefatından sonra düzenlenmiş olduğunu, imzanın babasına ait olmadığını ileri sürerek, 08.11.2004 tarihli mehir senedinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı; mehir senedinin 08.11.2004 tarihinde tanıklar huzurunda düzenlenerek imzalandığını sahte imza iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporu ile 25.02.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda iptale konu edilen mehir senedindeki imzanın ...'ın el ürünü olmadığı tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 17.08.2017 tarihinde evlendiklerini, evlenirken mehir senedi yapıldığını, 27.07.2018 tarihinde Konya 5. Aile Mahkemesinin 2018/602 E. Sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, mehir senedindeki eşyalardan davalının davacıya karşı sorumlu olduğunu, bilirkişi incelemesi yaptırılması ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile mehir senedinde 1 adet yatak odası takımı 300.TL, 1 adet salon takımı 300.TL , 1 adet yemek odası takımı 300.TL , 1 adet Bosch marka bulaşık makinası 350.TL, 1 adet bosch marka buz dolabı, 550.TL, 1 adet bosch marka Çamaşır makinası 400.TL, 1 adet bosch marka elektirikli fırın 300.TL, 1 adet phliips marka 108 ekran televizyon 350.TL olmak üzere toplam 2.850.TL 'den davalının sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 2.850.TL mehir senedinden kaynaklı eşya alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesinde talep ettiği eşyaların marka ve modelini belirtmediği, dinlenen tanık beyanlarına göre bulaşık makinesinin Arçelik, mehir senedinde yazılı olan oturma grubu ve yatak odasının Moda Life marka olduğu, dolayısıyla değerleri belirlenirken buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, dinlenen davacı tanık beyanlarına göre mehir senedindeki oturma grubunun davacının ailesi tarafından alındığının anlaşıldığı, bu nedenle mehir senedindeki oturma grubu ile çeyiz olarak getirildiği iddia edilen oturma grubunun aynı olması sebebi ile mükerrer talep dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının kısmen kabulü ile HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Bu husus gözetilmeden ilk hükümde belirlenenden daha fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davacı kadının dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettiği altınlar, evlilik öncesinde taraflarca düzenlenen ve mehir senedi ile davalı erkek tarafından davacı kadına ödenmesi kararlaştırılan 100 gr 5 adet bilezik ve 50 adet çeyrek altın bedeline yönelik mehir alacağıdır. Mahkemece, davacının bu talebi düğünde takılan ziynet eşyası olarak değerlendirilerek, ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkek mehir senedinde yazılı altınları veya bedellerini davacıya verdiğini ispatlayamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre mehir senedinde yazılı 100 gr 5 adet bilezik ile 50 adet çeyrek altın bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 29/01/2014 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, davalının mehir senedinde yer alan eşya ve ziynetlerin bir kısmı ile bir takım şahsi eşyalarını götürdüğünü, kendisine mehir senedi ile verilen 8 adet 200 gram altın bilezik ve set takımı ile şahsi eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelini, mehir senedi ile bağışlanan ve davalı tarafta kalan diğer eşyaların ise bedellerini talep etmiştir....
Dava, mehir senedinde yazılı ziynetlerin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin 02.09.1992 tarihinde davalı ile evlendiğini, 23.09.1999 tarihinde boşandıklarını,evlenmeleri nedeniyle müvekkiline 1290 gram 22 ayar altının mihir senedi ile bağışlandığını,davalıların bu bağışı ifa etmediklerini belirterek müvekkiline bağışlanan 1290 gr. 22 ayar bileziğin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsilini istemiştir.Davalı vekili ise davanın süresinde açılmadığını,belge altındaki imzaların müvekkillere ait olmadığını,bağışın gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... "1.290 gram,altın bileziği evlenme aktinden dolayı eşim olan ... kızı 1975 doğumlu ... (...) ...'e düğün hediyesi ve mehir olarak bağışladım” diye 01.09.1992 tarihli mehir senedi düzenleyip imzalamış babası ... da kefil olarak imzalamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar davacı mehir olarak 5 adet bilezik vadedildiğini iddia etmiş ise de, bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğu, davacı tarafından yazılı bir mehir sözleşmesinin ibraz edilemediği gibi davacının mehir olarak vadedilen bu altınları ıslaha konu etmemesinin de kısmi feragat olduğu, davacıya düğünde ve nişanda takılan altın ve paraların da davalı tarafından alındığının tanık beyanlarıyla ispat edilemediği, davacının yemin delilini de kullanmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....