Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun 149.maddesinde "Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı...

    D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli ---- tescil numaralı ------ davalı tarafından kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı tarafından ---- Esas sayılı davasının açıldığı bildirildiğinden, bu dava dosyası incelendiğinde; davanın tarafların aynı olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine markasına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile davalıya ait -----markasının hükümsüzlüğü için dava açıldığı, halen ön inceleme aşamasında olduğu görülmüştür....

      FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/75 Esas KARAR NO : 2021/163 DAVA : Markaya ve Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 28/10/2014 KARAR TARİHİ : 30/09/2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin ----- sektörde uzun süredir faaliyet gösterdiğini,---- ve -------- müvekkili adına --- nezdinde tescilli olduğunu, müvekkilinin daha önce ---eserlerinin ----- ve --- sıfatı ile 5846 sayılı FSEK'ten doğan hakların tek sahibi olduğunu, davalıların ise----markayı izinsiz olarak kullandıklarını, söz konusu internet sitesinin davalı ... adına tahsis edildiğini ve bu hususun ------- davalı şirketin ortağı ve sahibi olduklarını, müvekkilinin ---- --- müvekkili adına tescilli olduğunu...

        haksız rekabette bulunduğundan davacının manevi tazminata da hak kazandığı gerekesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı kullanımının haksız rekabet olduğunun tespiti ve men'i ile sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 12.500 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsiline, markaya tecavüzün tespiti ve fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

          tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir....

            Oysa yukarıda açıklandığı üzere somut olayda, davalının 09.12.2016 tarihli davacı ihtarnamesine kadar gerçekleşen kullanımı, davacının izni dahilinde olduğundan ve markaya tecavüz teşkil etmediğinden, diğer bir deyişle davalının markaya tecavüz eylemini 09.12.2016 tarihinden sonraki eylemleri oluşturduğundan, bu tarih ile dava tarihi arasındaki yaklaşık bir yıl iki aylık sürede davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı söylenemez. O halde, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi de yerinde değildir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemli asıl davada, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazları yerinde bulunmuştur....

              Oysa yukarıda açıklandığı üzere somut olayda, davalının 09.12.2016 tarihli davacı ihtarnamesine kadar gerçekleşen kullanımı, davacının izni dahilinde olduğundan ve markaya tecavüz teşkil etmediğinden, diğer bir deyişle davalının markaya tecavüz eylemini 09.12.2016 tarihinden sonraki eylemleri oluşturduğundan, bu tarih ile dava tarihi arasındaki yaklaşık bir yıl iki aylık sürede davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı söylenemez. O halde, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi de yerinde değildir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemli asıl davada, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazları yerinde bulunmuştur....

                Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir. ... 3....

                  Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2015 tarih ve 2015/429-2015/324 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalılar tarafından müvekkilleri aleyhine marka hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi talepli dava açıldığını, imzalanan 10.10.2013 tarihli sözleşmede müvekkillerinin "Ahmet Köseoğlu" markasını alabileceği, davacıların buna itiraz etmeyecekleri hususunda anlaşmaya varıldığını, davacı- karşı davalıların 10.10.2013 tarihli sözleşmenin 1. ve 3. maddelerine aykırı hareketleri sebebiyle anılan sözleşmenin 8. maddesinde öngörülen cezai şartın tahsil şartlarının oluştuğu gerekçesiyle...

                    İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2012/296 Esas KARAR NO : 2021/399 DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) DAVA TARİHİ : 20/12/2012 KARAR TARİHİ : 09/11/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacıların tanınmış ... ve ... tescilli markalarına yönelik tecavüzün önlenmesi, el konulan ürünlerin imhası, ihtiyati tedbire karar verilmesini, tespit edilen ürünlerin gümrük işlemlerini durdurma kararının devamına ve tespit edilen ürünlerin muhafaza edilmesi için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davacıların marka hakkına tecavüzün tespiti, tecavüz fiilinin men'i ve bu tecavüzün giderilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik her bir davacı yönünden ayrı ayrı...

                      UYAP Entegrasyonu