Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, men'i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda davacı vekili müvekkiline ait 2016/28573 sayılı "...." markasının davalı tarafça haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesi, meni, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının markası başta mobilya, yatak emtiası olmak üzere 20 ve 35. sınıflarda çeşitli mal ve hizmetler yönünden tescilli olup koruma altında olduğu açıktır. Dosyadaki marka tescil belgesine göre davacı markasının "Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyon" hizmetleri açısından da tescillidir....

    Bu durum karşısında, kabul edilen markaya tecavüzün tespit ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerinin her biri için davacı yararına ayrı ayrı hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi için geçerli vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi'nin 2015/8086 E., 2016/2749 K. ve 14.03.2016 tarihli ilamı ile kesinleştiği ve davacı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, TSE marka ve logosunun ürün ambalajları (kutuları ) üzerinde kullanıldığı, davacı tarafın ürün ambalajlarının iade edildiğine dair delil sunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının markaya tecavüzünün tespiti ve men' ine, davalının yurt dışından ithal ettiği üzerinde TSE markasının kullanıldığı ürün ambalajlarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, 18.800,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 17.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine ve kabul edilen markaya tecavüzün tespiti, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine karar verilmiştir....

        FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/108 Esas KARAR NO: 2021/128 DAVA: Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 16/04/2021 KARAR TARİHİ : 17/06/2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili Mahkememizin ---- dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin---- markasının ---numarası ile tanınmış marka olarak koruma altında olduğunu, yine ---- ibareleri bir çok tescilli markası bulunduğunu, müvekkili şirket adına tescilli ----tanınmış markası ve logolarının basılı olduğu ---- ürünlerin haksız ve hukuka aykırı şekilde ---- sunulduğunun tespit edildiğini, bu durumun ---- yevmiye numaralı tutanakları ile de elektronik ortamda tespit edilmiş olduğunu, ilgili internet sitesine erişimin engellenmesi amacıyla müvekkili şirket tarafından---- sayılı dava dosyasının ikame...

          Bu itibarla, temyize konu davanın, markaya tecavüzün tespiti, men’i ve hükmün ilanı isteminin yanı sıra maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, ancak, Bölge Adliye Mahkemesince, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, hükmün ilanı ile maddi ve manevi tazminat istemine yönelik olarak verilen yeni kararın davacı vekili tarafından maddi tazminat miktarı yönünden, davalı vekili tarafından ise maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden temyize konu edildiği, sair istemlere dair verilen kararların temyiz konusu yapılmadığı buna göre kabul ve reddedilen miktarların yukarıda anılan madde hükmü uyarınca temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....

            “--------ürünleri davalının iş yerinde ve ------------ satışa sunduğunun tespit edildiğini, davalının bu eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ve maddi zarara uğrattığını, bu sebeplerle davalı tarafça gerçekleştirilen markaya tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, -----manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonuçlandırmayan ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde 1 nolu hüküm fıkrasının 3'üncü paragrafında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı... markasına tecavüzün önlenmesini, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiş olup davalar arasında objektif dava birleştirmesi vardır. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti ile men'ine, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, kabul edilen tazminat talepleri için davacı vekiline vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davacının markaya tecavüzün önlenmesi talebi de kabul edildiğine göre, bu talep yönünden de davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususta bir hüküm tesis edilmemesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı markası ile benzer olan "" ibaresinin davalı tarafından işletme adı olarak kullanıldığını, davalının faaliyet gösterdiği beyaz eşya tamiri hizmetlerinin davacının marka kapsamında bulunduğunu, bu nedenle iltibas tehlikesi olduğunu, davalının eylemin markaya tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle haksız rekabetin tespiti ve tecavüzün önlenmesi davasının kabulüne, davacıya ait “” markasının davalı tarafından kullanılmasının haksız rekabet ve tecavüz oluşturduğunun tespiti ile tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, davacının markaya tecavüz nedeniyle uğradığı maddi zarar miktarının tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle 818 Sayılı BK'nın 42. maddesi gereğince, maddi zararının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                  Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine ancak maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi nedeniyle davacı yararına karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 3.145,00 TL maktu vekalet ücretine, maddi tazminatın reddi nedeniyle davacı aleyhine 5.850,00 TL nispi red vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi yapılan tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT'de ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'den farklı olarak tarifenin 13. maddesine 4. fıkra eklenerek maddi tazminatın tamamen reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş ise de istinaf incelemesi karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ye göre incelenmesi gerekmektedir....

                    Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup, uyuşmazlık, marka hakkına dayalı olarak unvan terkini, markaya tecavüzün tespiti, meni ve tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarını içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, unvan terkinine, markaya tecavüzün tespiti ve menine ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir. Bu durumda, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tahsil davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından aksi yöndeki mahkeme gerekçesi isabetli görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu