Yine ------ maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı şirketin-------ibaresini markasal olarak kullandığına dair dosyaya bir delil sunulmadığı, davalı ----- yapılan delil tespitinde ve davacı tarafın bildirdiği deliller toplandıktan sonra alınan bilirkişi raporu ile de buna ilişkin bir tespit yapılamadığı, iş yerine ait------- davalı adına tescilli olduğu tespit edilen ----- markasının kullanıldığının görüldüğü anlaşılmıştır....
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde SMK'nun 7/2-b maddesi uyarınca tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle ---- tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin --------- izni olmaksızın kullanılması, 7/3-e maddesi uyarınca da,------kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının ---- karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, davacının davasına temel teşkil eden bilirkişi raporu, ilgili kanun maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekil edenin marka hakkına tecavüz teşkil eden herhangi bir eyleminin bulunmadığı sonucuna ulaşılacağını, bilirkişi incelemesinde, ... isimli satış sitesi ekranı üzerinden yapılan incelemede vekil edene ait ... isimli satıcıya ait üç üründe "..." etiketinin bulunduğunun tespit edildiğini, dilekçe ekinde sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere, vekil edenin önceki tarihlerde aldığı ve orijinal olan ürünlerin satışını yaptığını, müvekkilince satışa sunulan ürünler orijinal olduğundan ve marka, ürün nitelemesi dışında kullanılmadığından marka hakkına tecavüzden bahsedilemeyeceğini, eldeki bilirkişi raporu ile yetinilmeyip ürünler üzerinde ürünlerin orijinal olup olmadığı yönünde inceleme yapılmasını, ayrıca trendyol sitesi ekranındaki marka kullanımının tecavüze vücut verip vermeyeceği yönünde de eldeki faturalarla...
İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/216 Esas KARAR NO : 2024/21 DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/12/2022 KARAR TARİHİ : 08/02/2024 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ... merkezli olup, dünyaca ünlü ... markalarının sahibi olduğunu, TPMK nezdinde de bir çok markanın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, davalılar tarafından iş yerlerinde müvekkilinden izinsiz olarak müvekkili markasının taklit niteliğindeki ürünlerinin üretimini, satışını, ve depolanması ile uğraştıklarını tespit ettiklerini, davalıların kullanımlarının müvekkilinin marka haklarına karşı tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğunu belirterek, ... 2.FSHHM ... D....
Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşıldığından marka hakkına tecavüzün tespiti meni ve sona erdirilmesine karar vermek gerektiği, manevi tazminat yönünden ise davacının 6769 sayılı SMK nın 149/1ç maddesi uyarınca maddi ve manevi zarar talebinde bulunacağı davacının markasının bu şekilde rızası hilafına satışa sunulması ve doğabilecek olumsuzluklar nedeni ile markanın itibarının zedelenmesi olasılığı karşısında davaya konu marka adı altında satış yapılan ürün adedinin az olması daha sonra ürün satışına son verilmesi karşısında ve davalının sosyal ekonomik durum araştırması tutanağı da dikkate alınarak taktiren 1.000 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş. Yine davalı tarafından ------” markası adı altında satışı yapılan ürünlerden SMK 151/1 b maddesi uyarınca 940,56 TL net kazanç elde ettiği bu kazancın da maddi tazminat olarak davacıya ödenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde gerekmiştir....
Bilirkişi bu düzenlemeye göre denetime açık şekilde maddi tazminat hesabı yapmış ve - ----- tazminat talep edilebileceğini tespit etmiştir. Ancak davalının yalnızca ---standartı için marka hakkına tecavüzü söz konusu olduğundan ve bilirkişi raporuna göre ---- standardı marka kullanım ücretinin ---- olduğu, bu tutarın iki katının --- oranında hesaplanan ---- ---- olduğu, buna göre davacının toplam -------- maddi tazminat talep edebileceği tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı taraf, manevi tazminat istemini ---- maddesinde yer alan marka ve belge kullandırma ücreti taban miktarından az olmamak üzere tavan miktarının on katına kadar manevi tazminat istenebileceğine ilişkin düzenlemeye dayandırarak üç katı kadar manevi tazminat talep etmişse de, bu düzenlemenin manevi tazminatın tayin ve takdiri yönünden mahkemeyi bağlayıcı bir yanı bulunmamaktadır....
Mahkemece davalı yanın marka başvurusunun kötü niyetli olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen davalı kullanımının tescilli kullanım olduğu gerekçesiyle haksız rekabet önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak 556 sayılı KHK’nin 44/.... maddesinde marka sahibinin kötü niyetli olarak hareket etmesinden kaynaklanan, zararın giderilmesine ilişkin tazminat taleplerinin saklı kaldığı belirtilmiştir. Bu durumda, tescilde kötü niyetin varlığı halinde, marka sahibi, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi sonrasında kötü niyetli davranmasından kaynaklanan zararı tazminle yükümlüdür. Somut uyuşmazlıkta, davalının tescile dayanak olarak öne sürdüğü 20.11.2005 tarihli protokolün sahteliği ... .......
AŞ olduğunu, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat davalıdan tahsilini, tedbirin devamını talep etmiştir. TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, markaya tecavüzden kaynaklı maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Dava tarihi itibariyle 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca ticari alacak ve tazminat talepleri arabulucuğa tabii tutulmuştur. Yasa, bu tür davalar için arabulucuğu dava şartı olarak öngörmüştür. Bu nedenle öncelikle, tarafların arabuluculuk sürecine gitmeleri ve uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözmeleri gereklidir. Bu süreç tüketilmeden dava açılması mümkün olmayıp, sürecin başlatılması bir dava şartı olarak öngörülmüştür. Bu nedenle, dava şartı eksikliğinden ötürü tazminata ilişkin davanın usulden reddi gerekmiştir....
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/25 Esas (Birleşen 2020/87 Esas) KARAR NO: 2022/161 DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/02/2019 KARAR TARİHİ: 11/10/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İ S T E M / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili -------- suretiyle-------yer alan ve ------ ------gösterdiği, ----- ortak olduğu ----- kuruluşundan bu ---- verdiği,--------,-----ulaştığı, ----- ---- ------- ------ haline geldiği. Halen ---- ---- ------- ---- altında faaliyet gösteren yaklaşık -----nezdinde ----- ------- olduğu ----- markaları olduğu....
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve maddi manevi tazminat istemlerine ilişkindir....