Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, yukarıda da açıklandığı üzere davalının davacı markasını hukuka aykırı ve izinsiz olarak kullandığı, kullanımında kusurlu olan davalının iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, marka hakkına tecavüzden dolayı davacının şeref ve saygınlığı ile ticari itibarının ihlal edildiği anlaşılmakla, manevi tazminat miktarı, tecavüz eyleminin işleniş şekli, kusurun ağırlığı, tarafların birbirlerine göre konumları ve hakkaniyet gereğince takdiren belirlenmiştir. Tüm dosya kapsamı sunulan deliller ve davaya dayanak kullanımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik açmış olduğu davanın kabulü ile eylem ve zarar ile orantılı manevi tazminat talebinin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....
Maddesi "başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak" hükmü uyarınca haksız rekabette teşkil ettiği anlaşıldığından öncelikle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve giderilmesine karar vermek gerekmiş, davalıya ---- davalıya ait davacıyla esas --- aynı olan--- terkinine karar vermek gerekmiş, davalı eylemlerinin kötü niyetli ve haksız eylem niteliğinde olduğu tespit edildiğinden davacının maddi manevi tazminat talepleri de haklı olduğu maddi manevi tazminat talepleri yönünden davacı tarafından SMK.nın 151/2b maddesi uyarınca tazminat hesaplaması istendiği, davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde; -----yıllarında ise zarar ettiği anlaşıldığı bu yönü ile hesaplanması gereken davacının marka --- arasında davalının zarar ettiği tespit edildiğinden maddi tazminat hesaplaması yapılamadığı....
Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalıya ait iş yerinde davacı adına tescilli ----- markalı ürünlerin gıda ürünleri üzerinde kullanıldığı, yine işletme adı olarak --------ibaresini kullandığı, bu kullanımların birebir ve iltibas oluşturan kullanımlar olduğu, tarafların aynı emtia sınıfında faaliyetlerinin bulunduğu da dikkate alındığında marka hakkına tecavüzün bu haliyle ihlalin sabit olduğu kabul edilmiş, her ne kadar getirtilen -------- kayıtlarına göre davalı tarafın markasal kullanımlarının davacı marka tescilinden öncesine dayanmakta ise de davalı tarafça bu durum defi yoluyla ileri sürülmediğinden davalının kullanımlarının marka hakkına tecavüz kabul edilerek davanın...
Davacının maddi tazminat talebi yönünden yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacı tarafın yukarıda değinilen ürün satışlarından elde ettiği faaliyet karırın davalının haksız rekabeti sebebiyle önemli ölçüde düştüğü, ancak zarar miktarının tam olarak tespiti mümkün olmadığı anlaşılmakla TBK 50 ve 51. Maddeleri uyarınca haksız rekabetin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumları ve davacının satışlarından meydana gelen düşüş miktarı gözetilerek, 50.000,00 TL olarak takdir edilmiştir. Davacı aynı zamanda manevi tazminat da talep etmiş ise de, TTK'nın 55 maddesi atfı ile uygulanması gereken TBK'nın 58. Maddesi anlamında kabul edilen davalının eylemi manevi tazminat gerektirmediğinden ve böylece manevi tazminat koşulları oluşmadığından, davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekmiştir" gerekçesi ile karar verilmiştir....
MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN İNCELENMESİ: Davacı taraf, marka hakkına tecavüz oluşturan eylemler nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. 556 sayılı KHK' nın 62.maddesi gereğince; Markası tecavüze uğrayan, şartların varlığı hallinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. KHK' nın, marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklindeki haksız fiillin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinde birinin olmaması gerekir. Ayrıca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiilin neticesinde zararın oluşması ve davalının/mütecavizin kusurunun da bulunması gereklidir. Kusur şartı, mütecavizin marka sahibinin hakkından haberdar olması, markasının kullanmasının tecavüz oluşturduğunu bilmesi ve buna rağmen tecavüz konusu markayı kullanmaya devam etmesi ile gerçekleşir....
HD'nin 19/10/2020 tarih 2020/36 esas 2020/4236 karar sayılı kararı ile "Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti,meni, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğu, mahkemece, davacı tarafın maddi tazminat talebini yargılama giderlerine dayandırdığından bahisle yargılama giderleri üzerinden maddi tazminat miktarı belirlenmiş ve belirlenen miktar üzerinden maddi tazminata hükmedildiği, ancak, tespit ve tedbir giderleri yargılama giderlerinden olup, (HMK m.223) bu kapsamda yapılan giderlerin maddi tazminatın konusunu oluşturmayacağı hususu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yargılama giderlerinden olan masrafların maddi tazminat olarak değerlendirilmek suretiyle maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı, mahkemece davacıların manevi tazminat talebinin de kabulüyle 10.000 TL. manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, ancak manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı denetime elverişli bir şekilde karar...
Sınıfta tescilli olduğu, markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi nezdinde iltibasa yol açacağı, marka tescil başvurusuna itiraz edilmemesinin dava açma hakkını kaldırmayacağı, ortak sınıflarda hükümsüzlük kararı verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, hükümsüzlük kararına yönelen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalılar vekilinin müvekkillerinin tescilli markasını hukuka uygun olarak kullandığını, iltibas ihtimali bulunmadığını, markaya tecavüzden kaynaklanan taleplerin yerinde olmadığını ileri sürmüşse de, dava tarihinde yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 155. Madde gereğince sonraki tescilden kaynaklanan haklar ileri sürülemeyeceğinden, tespit dosyasındaki görsellerden davalının davacı markalarının tescil sınıfında restorancılık hizmet sınıfında kullanımı bulunduğundan, davacı tarafça SMK 149/1-ç maddesi gereğince manevi tazminat talep edilebileceğinden, markaya tecavüzden kaynaklanan davaya yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir....
Davacı tarafça tazminat seçeneği olarak "davalının tecavüz ettiği marka yoluyla elde ettiği kâr seçeneğine dayandırılmıştır. Davalının hem marka hem de tasarım hakkına tecavüz ettiği dikkate alındığında, herbir sınai hakkın tanınmışlık ve etki düzeyi de dikkate alınarak, marka ve tasarım için ayrı ayrı kâra etki oranı değerlendirilmesinde bulunmak yerine, tasarım hakkı yönünden, marka hakkına dayanarak talep edilebilecek tazminatın %...'u, toplam kârın ise %1'i oranında tazminat hesabı yapılmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Tasarım hakkına konu tasarımların da, bir ürünün veya ambalajının dıştan görünümüne ilişkin şekli koruduğu, bir ürünün tercih edilmesinde o ürünün markası kadar, hatta bazen markadan bile daha fazla etki edebileceği ve o üründen elde edilebilecek kâra önemli katkı sağlayabileceği dikkate alınarak, mahkemece daha uygun bir tazminat oranı ve miktarı belirlenmelidir....
Mahkememizce davacı vekiline talep edilen manevi tazminatın ne kadarının haksız ihtiyati tedbir nedeniyle ve ne kadarının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet ---- tarihli dilekçesi ile;-----davacı müvekkilin sınai mülkiyet hakkına yapılan tecavüzün önlenmesine, giderilmesine ve durdurulmasına, dava dilekçesinde talep ettiği ---manevi tazminat bedelinin; ---- marka hakkına tecavüz hükümleri ve haksız rekabet hükümleri için paylaştırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Mahkememizce haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat davasının --- Esas sayılı davadan ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, yargılamaya ---- sayılı dava üzerinden devam olunmuştur....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin “şekil+ ....” ibareli .... nolu markasının 7. sınıfta tescilli olduğunu ve bu ibareyi 14.11.1986 yılından beri ticaret unvanı olarak kullandığını, bu ibareyle piyasada tanındığını, davalının ise aynı ibareyi ticaret unvanı olarak kullanıp ..... no ile marka tescilini sağlamasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, davalı ticaret unvanının terkinine, fazlaya ilişkin haklar saklı olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, 25.000,00 TL manevi tazminat ile 5.000,00 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....