Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4 BK m. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....

    Av. ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 26/03/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2022 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. KARAR Davacı vekili, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

      Davacı, yeni almış olduğu dava konusu eve, emeklilik döneminde yerleşmeyi düşünürken, böyle bir zararla karşılaşması nedeniyle evden soğuduğunu ve üzüldüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacının bu istemi kabul edilmiştir. Haksız fiil nedeniyle manevi tazminata karar verilebilmesi için, haksız fiilin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, davacının manevi tazminata hak kazanabilmesi için, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan koşullar oluşmalıdır. Somut olayda, davacının fiilen ikamet etmediği evi temiz su basmıştır. Bu durum maddi zarara ve kişide belli düzeyde üzüntüye sebep olsa da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde değerlendirilemez ve manevi tazminatı gerektirmez. Açıklanan nedenlerle davacının manevi tazminat isteminin, reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, lehine hükmolunan maddi tazminat miktarı ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin, mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları yanında güven sarsıcı davranışlarda da bulunduğu kanıtlanmıştır. Davalı erkeğin boşanmaya neden olan bu kusurlu davranışları aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir....

          Dava konusu olayda, davacı sahtekarlık ile suçlanıp içeriği bakımından doğru olan haberde, öz ve biçim dengesi bozulmuş olduğundan, bu değerlendirmeler eleştiri hakkı kapsamında kabul edilmez ve davacının kişilik haklarına açık saldırı oluşturur. Basın özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki çatışan yararlar dengesi, davacı yönünden bozulmuş, davalı yönünden ise hukuka uygunluk nedeni oluşmamıştır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; kararı, davacı ile davalılardan ..., A. ... ve İhlas Gazetecilik AŞ. temyiz etmiştir. Davacı, Türkiye Gazetesinin 25/5/2008 günlü sayısında “Meclis Araştırması yapılsın, Yargıtay’da kaç dosya kaç yıldır bekliyor ?” başlıklı köşe yazısında Yargıtay Başkanlığı hedef alınarak bu başkanlığın manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif eden yazılı, gerçek dışı ve gündem yaratmaya yönelik ifadelere yer verilerek davacının şeref, onur ve kamuoyu nezdindeki itibarının önemli ölçüde zedelendiği iddiasına dayalı manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar cevaplarında, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırları içinde gerçeklere dayalı yorumlar olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, yazıdaki ifadelerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir....

              Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilmek için kusur öğesi dışında ayrıca kusurlu davranışın tazminat talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir. Doğrudan davalıdan kaynaklanıp boşanma nedeni olarak kabul edilen olaylar; davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmamaktadır. Bu nedenle, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmadığı halde; yazılı şekilde davacı lehine manevi tazminata karar verilmesi kanımca isabetsizdir.Hüküm manevi tazminat bakımından bozulmalıdır. Değerli çoğunluğun görüşüne sadece bu yönden katılmıyorum. 3-EG/HA/AB...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, karşı davasının reddi, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilebilmesi için, boşanmaya sebebiyet veren vakıaların tazminat talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıması zorunludur. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir....

                  Davalı-davacının, şans oyunu oynaması, maddi durumunun iyi olmasına rağmen bakım yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemesi manevi tazminatla sorumlu tutulması için yeterli değildir. Bunun dışında davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı sayılabilecek başkaca bir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır. Bu durumda davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda (l). bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.05.2015(Çarş.)...

                    Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/09/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 26/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu