Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı, Posta gazetesinin 14.03.2008 günlü sayısında “Tolga paniği” başlığı ile yayımlanan haberin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bilgisayarına el konulan davacı hakkında rüşvet suçundan gizli soruşturma yürütüldüğünden, gerçek ve güncel olan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır....

      Davacı; davalının cep telefonuyla mesaj göndermek suretiyle hakaret ederek kişilik haklarına saldırdığını, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/108 esas sayılı dosyasında yargılanarak ceza aldığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

        Davacı, dava konusu yazının yer aldığı gazetenin 11.07.2010 tarihli nüshasında “Hayırcılar'dan hayır gelmez...” başlığı ile yayımlanan yazıyla kişilik haklarına saldırı yapıldığını ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazıda basın özgürlüğü çerçevesinde eleştiri ve açıklamalar yapıldığını, yazının haksız saldırı teşkil etmediğini, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu yazıda geçen ibarelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir....

          Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 09/04/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 11/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı- karşı davacının temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacı-karşı davalının temyiz itirazına gelince; dava ve karşı dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....

            Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat ve kararın yayınlanması istemli davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25....

              Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olunmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı; burada varılacak sonuca göre, davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekip, gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Konuya ilişkin olarak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 24. maddesinde; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) 49. maddesinde ise; “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir....

                Ret kararının kesinleşmesinden itibaren geçen fiili ayrılık süresi içinde de davacının, diğer tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi ispatlanmamıştır. Davalı tanıklarının, tarafların fiilen ayrılmalarından önceki döneme ilişkin beyanları, yukarıda sözü edilen kesinleşen ret kararı karşısında artık hükme esas alınamaz. Retle sonuçlanan ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olsa da boşanmaya sebep olan fiili ayrılık da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı kadın yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. O halde, davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/05/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklaranı saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... ilçesinde avukat olarak görev yaptığını, davalının hakkında avukatlık yapamayacak durumda olduğu iddiası ile ......

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebi ile manevi tazminata hükmedilebilmesi için, boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep eden tarafın, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir (TMK m. 174/2)....

                      UYAP Entegrasyonu