BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NEDENİYLE TAZMİNAT 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 41 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 42 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 43 ] "İçtihat Metni" Davacı Orhan vekili tarafından, davalı ihsan aleyhine 01.05.2002 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.09.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ve dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, görsel yayında davalı tarafından söylenen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı, davalının içerik sağlayıcısı olduğu internet sitesinde kendisinin kişilik haklarına saldırı oluşturan ifadeler kullandığını, daha önce davalı aleyhine sitedeki yayınlar nedeniyle bir manevi tazminat davası açtığını ancak davalının bu yayınlara son vermediğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, kullanılan ifadelerin eleştiri niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kullanılan ifadelerin davacının mesleki saygınlığını zedelediği ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir. Dosya kapsamından; davacının avukat olması nedeniyle davalı aleyhine vekil sıfatıyla açmış olduğu davalar bulunduğu gibi bizzat taraflar arasında görülmüş bazı davalar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından internette yayınlanan yazılar, taraflar arasındaki yargısal süreç hakkındaki eleştiriler ve değer yargısı niteliğindeki yorumları içermektedir....
Mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmesi durumunda kesinleşmeden takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. Ancak Dairemizin yeniden yaptığı değerlendirmeler ile oluşan içtihat gereğince tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyen ilamların, diğer alacak ilamları gibi kesinleşmeden icraya konulması mümkündür. O halde, takip konusu basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle hükmedilen manevi tazminata ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalılarca İstanbul CBS'ye verilen şikayet dilekçesi ile davacı hakkında suç isnadında bulunmasının kişilik haklarını ihlal etmesine rağmen mahkemece davanın reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız şikayet sebebine dayalı manevi tazminat davasıdır. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/02/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... Üniversitesi’nde güvenlik müdürü olduğunu, ....Gazetesi’nin 01/12/2011 tarihli nüshasında, davalı tarafından kaleme alınan yazının, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Yukarıda açıklanan biçimde verilen haberle, olayla ilgisi bulunmayan davacıların, çete üyesi, vurguncu olarak gösterilmiş olmaları, onların kişilik hakkına saldırı oluşturur. Gerçekliği kanıtlanamadığından hukuka aykırı olduğu anlaşılan bu yayın nedeniyle davacıların kişilik hakları zarar görmüştür. Kural olarak bir kimsenin fotoğrafının izinsiz yayınlanması da hukuka aykırı olup kişilik haklarına saldırı oluşturur.Bu nedenle davacıların, fotoğraflarının altına ayrıca isimlerinin yazılmamış olmasının sonuca etkisi yoktur. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacılar yararına olaya uygun düşecek bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat talebiyle dava açtığını, ceza dosyasında beraat ettiğini, hukuk davasının da reddedildiğini davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı içerdiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, emekli olduktan sonra memleketinde babadan kalma evde restorasyon çalışmaları yaptığını, davacının bu ev için gereken malzemeyi devletin imkanlarını kullanarak ve derin devletle işbirliği yaparak getirttiği iddiasıyla Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve Ordu Valiliği'ne defalarca şikayetçi olduğunu, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, bunlardan bir sonuç alamayınca o dönemde görevli olan üç ayrı vali hakkında da şikayetçi olduğunu, hiçbirinden sonuç alamadığını, kendisinin de şikayet hakkını kullandığını beyanla davanın reddini savunmuştur....
in diğer temyiz itirazlarına gelince; Asıl dava ve karşı dava kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Asıl davada davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını belirterek, karşı davada ise davacı, kendine ait gizli çekilmiş özel görüntülerinin adli ve idari mercilere verildiğini, basına yansıdığını ileri sürerek kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat talep etmişlerdir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/505 esas 2007/518 karar sayılı dosyası ve baro disiplin kurulu kararı gözetildiğinde şikayet için yeterli emarenin bulunduğu kabul edilerek asıl davada istenen tazminatın tümden reddine karar verilmesi gerekirken davalı aleyhine 20000 TL manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. b)Davalının birleşen davaya yönelik temyizine gelince; Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir....