Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar yada kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)'nun 58/1. maddesinde de; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” şeklindedir. TMK’nun 24. ve TBK’nun 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Görüldüğü üzere, TBK'nın 58. maddesi gereğince kişisel hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır....
KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....
TMK'nın 25. maddesinde kişilik haklarının korunması davaları BK'nın 49. maddesine dayanan kişilik haklarına tecavüz nedeniyle manevi tazminat davalarından ayrıca düzenlenmiş ve bu konuda sadece kişilik haklarının korunması davalarındaki yetki ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, somut olayda sadece kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmiş olması karşısında, TMK'nın 25/son maddesinin bu davada uygulama yeri yoktur. Bu nedenle, yerel mahkemenin sadece tazminat istemine ilişkin bu davada yetkisizlik kararı vermesinin yerinde olduğu ve direnme kararının onama görüşünde olduğumdan, Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum. Ahmet Özgan Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi Üyesi...
Mahkemece, davalının dilekçe metninde kullanmış olduğu ifadelerin davacının kişilik hakkına saldırı içerdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. TBK 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 7.000,00 lira manevi tazminatın; karşı dava dilekçesinde 3.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davacının-karşı davalının açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile davalı-karşı davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat talep edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmiştir....
Davacının özel yaşam alanına ilişkin olan özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı da bulunmadığından, böyle bir yayın davacının özel yaşamının gizliliğine ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşır ve onun kişilik haklarına saldırı oluşturur. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.10.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava; yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece, 4721 sayılı TMK’nun 120.maddesine dayalı nişanın bozulması nedeniyle maddi tazminat ve aynı yasanın 121.maddesine dayalı nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemleri ile açılan davada; ne 6100 sayılı HMK’da ne de 4721 sayılı TMK’da düzenlenmiş özel yetkili mahkeme bulunmadığı, bu nedenle genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davalı tarafından nişanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan harcamalar karşılığı 10.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü karşılığında da 20.000 TL manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....
Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında, dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının, davacının amcası olduğu, miras nedeniyle müşterek malik oldukları taşınır ve taşınmaz malların kullanımı hususunda aralarında husumet bulunduğu ve bu husumete dayalı iddialar nedeniyle birbirleri hakkında şikayette bulundukları, bu şikayetlere istinaden yapılan soruşturmalardan, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlananlar olduğu gibi kovuşturma aşamasına geçilenlerin de bulunduğu nazara alındığında, davalının mevcut anlaşmazlık ve somut vakıalara dayalı olarak şikayetçi olmasında az da olsa bir kısım emarelerin bulunduğu, davalı tarafından Anayasal şikayet hakkı kapsamında ilgili mercilere başvurulduğu anlaşılmakla, davacının kişilik haklarına saldırı söz konusu değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/280 esas sayılı dosyasında, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat davası açıldığını, davalının anılan dava dosyasına verdiği cevap dilekçesinde; savunma sınırlarını aşan ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde beyanlara yer verdiğini, bu beyanlar nedeniyle davalının hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yasal savunma hakkını kullandığı, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde yer alan iddialarla ilgili olarak davalının, ... 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/555 esas ve 2014/217 karar sayılı dosyasında yargılandığı ve davalı hakkında davacıya karşı hakaret suçundan kesin adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....