Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/505 esas 2007/518 karar sayılı dosyası ve baro disiplin kurulu kararı gözetildiğinde şikayet için yeterli emarenin bulunduğu kabul edilerek asıl davada istenen tazminatın tümden reddine karar verilmesi gerekirken davalı aleyhine 20000 TL manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. b)Davalının birleşen davaya yönelik temyizine gelince; Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir....

      Mahkemece, davalının dilekçe metninde kullanmış olduğu ifadelerin davacının kişilik hakkına saldırı içerdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. TBK 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir....

        Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar yada kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)'nun 58/1. maddesinde de; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” şeklindedir. TMK’nun 24. ve TBK’nun 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Görüldüğü üzere, TBK'nın 58. maddesi gereğince kişisel hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 7.000,00 lira manevi tazminatın; karşı dava dilekçesinde 3.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davacının-karşı davalının açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile davalı-karşı davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat talep edebilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmiştir....

            Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tarafların terk hukuksal sebebine dayalı boşanmalarına karar verildiği, taraflar yönünden boşanmaya sebep olan olayın “kadının haklı bir sebebi olmaksızın ortak konuta dönmediği” şeklinde belirlendiği, özel ve mutlak boşanma sebebine dayalı davalarda dava konusunun sadece ve sadece kanunun aradığı belli şartın gerçekleşip gerçekleşmediği hususu olduğu, hâkimin ileri sürülen sebepten farklı vakıaların ispatlanıp ispatlanmadığını araştırmasına gerek olmadığı gibi, ispatlanmış olsa dahi taraflarca gerçekleştirildiğinden bahisle başkaca kusurlu davranışları hükme esas alamayacağı, bu durumun doğal sonucu olarak da bir başka mahkemenin yargılamasına konu olan hakaretlere dayalı şekilde erkek eşin kişilik haklarının zedelenmiş olmasından söz edilemeyeceği, manevi tazminata hükmedilebilmesi için boşanmaya sebep olan olayın kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi gerektiği, terk edilmiş olmanın kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı, boşanmaya...

              Davacının özel yaşam alanına ilişkin olan özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı da bulunmadığından, böyle bir yayın davacının özel yaşamının gizliliğine ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşır ve onun kişilik haklarına saldırı oluşturur. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.10.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava; yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

                Dava, kişilik hakkına saldırı sebebine dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi gereğince, "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir." hükmü mevcuttur....

                TMK'nın 25. maddesinde kişilik haklarının korunması davaları BK'nın 49. maddesine dayanan kişilik haklarına tecavüz nedeniyle manevi tazminat davalarından ayrıca düzenlenmiş ve bu konuda sadece kişilik haklarının korunması davalarındaki yetki ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, somut olayda sadece kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmiş olması karşısında, TMK'nın 25/son maddesinin bu davada uygulama yeri yoktur. Bu nedenle, yerel mahkemenin sadece tazminat istemine ilişkin bu davada yetkisizlik kararı vermesinin yerinde olduğu ve direnme kararının onama görüşünde olduğumdan, Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum. Ahmet Özgan Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi Üyesi...

                  UYAP Entegrasyonu