tarafından, davalı ... aleyhine 25/10/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davalı ile aralarında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; yanlar tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğunun, davalının bu eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olarak kabul edilemeyeceği benimsenerek, hükmedilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemenin kararında da vurgulandığı gibi; eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir....
KARŞI OY YAZISI Dava; davacının dava dışı eşi ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğunun, davalının bu eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olarak kabul edilemeyeceği benimsenerek, hükmedilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemenin kararında da vurgulandığı gibi; eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir....
A.. ve diğeri aleyhine 09/05/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı G.. A.. hakkında davanın reddine diğer davalı için maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 15/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı O.. A.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı O.. A.. yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş, diğer davalı yönünden reddedilmiştir. Karar davalı O.. A.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı O.. A..'...
KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....
ın evliliklerinin devamı sırasında, davalının dava dışı eş ile ilişki kurduğu; bu nedenle evlilik birliğinin sona erdiği ileri sürülerek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Mahkemece davalının haksız eyleminin boşanma dosyası kapsamı ile de sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkasıyla ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir....
Dava konusu olayın tarihi, davacının yaralanmasının derecesi ve yukardaki ilkeler göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; az miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. b)Davacı tarafça, manevi tazminat için olay tarihinden itibaren faiz istenmesine rağmen, mahkemece faize hükmedilmemesi doğru bulunmamış, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir....
(eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacılar vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar ve araç hasarı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, hüküm altına alınan manevi tazminat için kaza tarihinden ve maddi tazminatlar için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır ve davalı sürücü haksız fiil failidir. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır....
Mahkemece, davacının davaya konu haksız eylem nedeniyle manevi zarara uğradığı kabul edilmekle birlikte, davacı ile dava dışı eş arasında görülüp karara bağlanan boşanma dosyasında, davacı yararına manevi tazminata hükmedildiği, davacının manevi tazminat hakkını müteselsil sorumlu olan kişilerden birisi (eşi) hakkında kullandığı ve isteminin hüküm altına alındığı, bu nedenle davacının davalıdan tazminat alma hakkı bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı eşin, ....Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/51 Esas sayılı boşanma davası ile boşanmalarına ve dava dışı eşin, davacı tarafa sadakatsiz davranmış olması nedeni ile 1.500,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verildiği anlaşılmaktadır....
5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, Davacının 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faiz talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 17.750,00 TL maddi, 9.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede; maddi tazminatın 9.665,9 TL olması gerektiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının eksik olduğu gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 9.665,9 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine...