Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, taraflar arasında görülen boşanma davasında da aynı nedenden tazminat istendiğini ve hüküm altına alındığını, dosyanın Yargıtay'da olduğunu aynı konuda derdest dava bulunduğunu savunmuştur. Yerel mehkeme, maddi tazminat istemini feragat nedeniyle ret, manevi tazminat istemini kısmen kabul etmiştir. Dosyadaki belgelerden, davalı kocanın davacı karısını tahrik altında basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve uzuv tatili oluşturacak biçimde yaraladığı bu eylem nedeniyle ceza mahkemesinde mahkum olduğu, davalının davacı aleyhine açtığı boşanma davasında davacının aynı eylem nedeniyle manevi tazminat istediği ve kısmen hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Şu durumda dava konusu tazminatın TMK 174. maddesi gereğince boşanmaya sebep olan olaylardan kaynaklandığı, davalının bu kusurlu eylemi nedeniyle boşanma davasında manevi tazminata hükmolunduğu eldeki davada ise mükerrer olarak tazminata hükmolunduğu sonucuna varılmaktadır....

    Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu ayrıca bu olay nedeniyle avukat tutmak ve Adliyeye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının hukuka aykırı eyleminin kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğu belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar kavramı, haksız eylem nedeniyle kişinin malvarlığında doğrudan meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Davaya konu olayda, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü açık olsa da; söz konusu haksız eylem nedeniyle davacının malvarlığında doğrudan bir eksilmenin meydana geldiği söylenemez....

      tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 29/05/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, apartman görevlisi olduğunu, davalıların apartmana taşınması ile süregelen hakaret ve suçlamalarına maruz kaldığını, hakkında asılsız şikayetlerde bulunduklarını, davalılardan ... ve ...'ın hakaret ettiğini belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir....

        Davalı vekili duruşmada alınan beyanında, olayın tek olduğunu ve her bir mağdurun ceza davasında yargılanan sanıklara karşı ayrı ayrı dava açtıklarını, davacının bu olay nedeniyle açmış olduğu başka bir davanın olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının aynı olay nedeniyle mahkemenin 2014/447 ve 2014/449 esas sayılı dosyalarıyla diğer haksız eylem faillerine yönelik açtığı davalarda daha önce 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, ikinci kez aynı olay sebebi ile başkasına karşı manevi tazminat talep etmenin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

          Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararların ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, hükmedilecek tazminatlara olay gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde hükmedilecek tazminatlara haksız eylem tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece ıslah edilen miktar yönünden haksız eylem tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

            Davalı, taraflar arasında görülen boşanma davasında aynı nedenle tazminat istendiğini, ancak bu talebin reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı eylem nedeniyle yeniden tazminat istenemeyeceğini savunmuştur. Mehkemece, davacının boşanma davasında aynı eylem nedeni ile manevi tazminat talep ettiği, yapılan yargılama sonucunda bu talebinin reddine karar verildiği, eldeki davada manevi tazminat istemine konu edilen olayın aynı olduğu, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince aynı eylem nedeniyle farklı bir yasal düzenleme niteliğindeki Borçlar Yasası'nın 41 ve devamı maddeleri gereğince yeniden manevi tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki belgelerden, davalının davacıyı kasten yaraladığı ve bu eylem nedeniyle ceza mahkemesinde mahkum olduğu görülmektedir....

              ./... esas sayılı dosyasında; Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi ve birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/03/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekilince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, Davacının 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faiz talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 17.750,00 TL maddi, 9.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede; maddi tazminatın 9.665,9 TL olması gerektiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının eksik olduğu gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 9.665,9 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine...

                  Olay tarihinde yürürlükte bulunan BK’nın 47. maddesi gereğince davacılar yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın tümden reddi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava; haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; kararı davacılar vekili temyiz etmiştir. Davacılar, oğulları olan ....'ın davalı öğretmeni tarafından dövülmesi nedeniyle kendileri ve çocukları için toplam 25.000 TL manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır....

                    KARŞI OY YAZISI Dava haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar evlerinin davalı ... tarafından haksız olarak yıkılması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının tazminini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından yıkıma dayanak yapılan mahkeme kararında davalı ... taraf değildir. Bu nedenle söz konusu mahkeme kararının belediye açısından bağlayıcılığı yoktur. İdarenin yıkım faaliyetinin idari bir işleme dayanmadığı da anlaşılmaktadır. Ortada idari bir eylem bulunmaktadır. Anayasanın 125/1. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işleme karşı yargı yolu açıktır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan tam yargı davaları idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından açılan davalardır....

                      UYAP Entegrasyonu