Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde hükmedilecek tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile talep edilmiş bulunduğu ve destekten yoksun kalma tazminatına faiz uygulanmasına karar verildiği halde manevi tazminat yönünden faize hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, davalı ... şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulması talep edilmiş olduğundan davalı ... aleyhine açılmış bir manevi tazminat davası bulunmamaktadır. O halde reddedilen manevi tazminat yönünden davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı kararın bozulması gerekmiş ise de anılan yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Telekomünikasyon A.Ş. aleyhine 21/02/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; a) Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

      Davacı, davalının hakaret ve yaralama eylemleri ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini, olay tarihinden itibaren faiz uygulanması istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının hakaret ve yaralama eylemi sabit görülerek davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, faiz talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Davanın dayanağı haksız eylem olup; davalı, eylem tarihinden itibaren mütemerrit durumundadır. Şu halde, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden HUMK’nun 438. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının düzeltilerek kararın onanması gerekmiştir....

        Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacının ekonomik ve sosyal durumu ile temyiz harç ve masrafları gözetildiğinde adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilerek temyiz incelemesine geçildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının maddi tazminat istemine yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının manevi tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur....

          CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı sebebiyle de usulden reddi gerektiği, davaya konu edilen karşılıksız yararlanma eylemi söz konusu iddialara katılmamakla birlikte 84.000,000 TL ve 136.000,000 TL lik çekler sebebiyle alacaklı tarafından 18.02.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, haksız eylem nedeniyle tazminat isteme veya tazminat davası açma hakkı, zarar görenin, zararı ve haksız eylemi işleyen ile tazminat sorumlularını öğrendiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı, davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiği, davacının ... Bankası ......

            Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 04/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 09/07/2020 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; açılan davada, davalının eser sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle fuarlara katılamadığı, girişimde bulunduğu işlere başlanamadığı belirtilerek manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzetmektedir. Davacı yararına manevi tazminat tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır....

                  edilerek yarı oranında verilmiş ,manevi tazminat talebimiz ise çok daha düşük oranda taktir edilmişt mahkemenin gerekçesi incelendiğinde 'davacıların maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olduğu 'denilmesine rağmen ,' ikisinin de yerinden kalkarak birbirlerine doğru hamle yapmış olmaları gerçeği denilmek suretiyle esasında müvekkili çocuk Eymen Güler'in tamamen haksız fillden dolayı yere düşmüş olması ve eylemi yapan çocuğun Eymen Güler'in üzerinde olmasını hatalı yorumlayarak sanki Eymen Güler'in eylemi yapan çocuğa yönelik kusurunun/eyleminin olduğunu kabul ederek kısmen kabul kısmen ret kararı vermiş olması yasal dayanaktan uzak olduğu, Mahkemenin , müvekkilin çocuğu Eymen Güler'in birbirine karşı hamle olarak değerledirdiği şey ise tamamen müvekkil çocuğun kendisine karşı haksız fiilde bulunan Ahmet Hüseyin Okan 'a yönelik kendisini savunma refleksi olup mahkemece bu davranış yanlış yorumlanmış sanki Eymen Güler' de diğer çocuğa yönelik haksız eylem yapıyor algısı nedeniyle...

                  Davacı, hem işyeri hem de konutu olarak kullandığı binaya davalı tarafından silahla ateş edildiğini, davalının eylemi nedeniyle korkuya kapıldığını, işyerini değiştirdiğini, davalının olay nedeniyle ceza davasında mala zarar verme, tehdit ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalının silahla tehdit ve mala zarar verme kastıyla birkaç el ateş edip davacının dükkanına zarar vermesi nedeniyle manevi yönden üzüntü duyduğu gerekçesiyle davalının haksız fiil işleme yönündeki kastının yoğunluğu ve haksız fiilin işleniş şekli ile işlenmesinde kullanılan araç nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin tümü ile kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

                    UYAP Entegrasyonu