un kendisine hakaret ettiğini, bu olayda davalı İdarenin de kusurunun bulunduğunu belirterek, kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, eylemi gerçekleştiren ve hakkında kesin hüküm nedeniyle verilen ret kararı kesinleşen ...'un sebep olduğu zarardan diğer davalı .. çalıştıran olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu olayda; davacı kurum müdürü tarafından diğer müdürler ile yapılan toplantıda davalı ...'un ''... '' şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, davalı İdarenin çalışanı ...'un eylemi nedeni ile çalıştıran olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalının eylemi idari eylem ve işlem niteliğinde olmayıp salt kişisel kusuruna dayanan eylem ile davacıya vermiş olduğu zarardan davalı İdare'nin sorumlu olduğu kabul edilemez....
ün davacıya yönelik hakaret eylemi nedeniyle davacının manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, davacı H.. I.. yararına uygun miktarda manevi tazminat verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....
Şti. aleyhine 21/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/10/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre maddi tazminat istemine yönelik tarafların tüm; manevi tazminat istemine yönelik davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesiyle; Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin manevi tazminat davalarında vekâlet ücretine ilişkin 10/4. maddesi “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” biçimindedir....
ı bıçakladığını belirterek uğradıkları maddi ve manevi zararlarının ödetilmesini istemiştir. Davalı vekili, süresinde zamanaşımı definde bulunmuş, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacıların bilirkişi tarafından hesap edilen geçici iş göremezlik zararları ile manevi tazminat istemlerinin bir kısmı hüküm altına alınmıştır. Davaya konu eylem nedeniyle, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda; davalının her iki davacıyı bıçakla yaralamaktan ve davacı M.. Y..'ı hürriyetinden yoksun bırakmaya eksik teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, karar temyiz edilmeden 21/03/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, zamanaşımı süresinin belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 60/1-2 maddelerinin uygulanması gereklidir....
Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. Öte yandan 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nun 56/2 maddesinde de “….Ağır bedensel zarar .... hâlinde, zarar görenin .......
Davacı, davaya konu kaza nedeniyle geçici iş göremezlik zararı oluştuğunu ve tedavi gideri yaptığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, gerçek tedavi giderlerinin ... tarafından ödeneceği gerekçesi ile belgelendirilen tedavi giderine yönelik istemin reddine karar vermiştir. Dava, haksız eyleme dayalı tazminat istemine ilişkin olup oluşan zarardan, haksız eylem faili olan davalı evleviyetle sorumludur. Belgelendirilen tedavi giderleri de bu zarar kapsamındadır. Yasal düzenlemeler ile tedavi giderleri yönünden ...’ya sorumluluk yüklenmiş olması, haksız eylem failinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Belgelendirilmiş tedavi giderlerine yönelik istemin reddedilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2010 (Pzt.)...