Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddi tazminat bir kimsenin şahıs veya malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmenin, yani zararın telafisi için bundan sorumlu olan kimsenin yerine getirmesi gereken edimdir. Manevi tazminat ise duyulan ve duyulacak moral acı, elem ve ızdırap şeklinde ortaya çıkan zararın telafisi için yerine getirilmesi gereken bir edimdir. Maddi ve manevi zarar ister birlikte isterse ayrı ayrı meydana gelmiş olsun, bir kimsenin maddi ve manevi varlığında haksız tecavüz sonucu meydana gelen bir eksilmedir. Ancak maddi zarar miktar ve değer itibarıyla hesaplanabilir bir zarardır. Manevi zarar ise taktire dayalıdır. Maddi zarar gibi hesap edilemez. Manevi zarar maddi zarar kadar kolay paraya çevrilememesi, matematik cetvellerle hesaplanıp saptanamaması onun parasal maddi denkleştirme işleminin bir parçası olmasını zorlaştırmaktadır....

    Bununla birlikte somut olayda davacı vekilince dava dilekçesi içeriğinden de anlaşıldığı üzere davalı zorunlu trafik sigortacısından manevi tazminat isteminde bulunulmadığı halde, mahkemece manevi tazminat istemi üzerinden davacı yararına diğer davalılarla birlikte davalı ... şirketinin de vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamıştır. b-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksızeylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....

      Somut olayda; takibin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte, davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğu sabit değildir. Davalı tarafından davacı aleyhine sadece haksız icra takibi yapılması, davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminat koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre davalının bu haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak da kabul edilemez. Ayrıca davacının haksız takip nedeniyle ağır manevi zararı da oluşmamıştır. Şu durumda mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        ten talep ettikleri manevi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, yine davacı vekili ... tarihli dilekçesinde maddi tazminat taleplerinden de feragat ettiklerini ve yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş, yapılan incelemede davacı vekilinin feragat için özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Davalı ... vekili ... tarihli dilekçesinde davacı vekilinin manevi tazminattan feragatine muvafakat ettiklerini, ... tarihli dilekçesi ile de davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat etmesi halinde vekalet ücreti veya yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı ... vekili ... tarihli dilekçesinde davacı tarafın feragat beyanını kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davadan feragat tek taraflı bir irade beyanı olup, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir....

          Zira, iddia edilen eylem, en az iki kişinin birlikte hareketi ile meydana gelebilir. Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/... maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/... maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/.... maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

            Mahkemece; '' Davacı vekili müvekkiline ait iş yerinin kapalı kalmasına davalıların haksız eylemlerinin sebebiyet vermesi nedeni ile iş yerinin 10 gün boyunca kapalı kalmasından kaynaklı ve meyvelerin çürümesinden dolayı ortaya çıkan zararın maddi olarak tazmini ile iş yeri kapalı kalan davacının ticari itibarının zedelenmesinden dolayı da manevi tazminat talep etmekte, davalılar ise davacının iş yerinin kapalı kalmasının kendileri ile ilgisinin bulunmadığını, davacının kardeşlerini öldürmesinden dolayı manevi tazminat talep etmesinin haksız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmişlerdir....

            menkul, gayrimenkul mal varlıkları üzerine alacağı karşılayacak miktarda 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyaten haciz konulmasına karar verildiği, davalı tarafın süresinde itirazının İİK un 265 inci maddesi uyarınca duruşmalı yapılan incelemesi üzerine 23/12/2022 kısa ve gerekçeli ara karar ile davalı tarafın ihtiyati hacze yönelik itirazlarının reddine, 01/12/2022 tarihli tensip tutanağının 19 numaralı ara kararında 600.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği görülmüş ise de, bu kararın infazda tereddüt uyandıracağı anlaşılarak, davacı T3 yönünden 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat üzerinden, davacı T1 yönünden 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat üzerinden, davacı T2 yönünden 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat üzerinden, davacı T4 yönünden 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat üzerinden ihtiyati haciz kararı uygulanmak üzere Alaşehir İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir...

            Davalı vekili tarafından sunulan 05/07/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi ve manevi tazminat istemi ile huzurdaki davayı açmışsa da davacının, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için; ortada haksız bir fiilin bulunması, zarar ile haksız fiil arasından illiyet bağının bulunması ve tazmin edilebilir bir zararın olması gerektiğini, ancak Aksaray 5....

            Dosyanın gönderildiği İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince ise, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; Dava, haksız fiilden kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Trafik kazası nedeniyle açılan, davacı tarafından araç sürücüsü ... ve sigorta şirketi aleyhine tazminat davası açılmıştır. İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından sigorta şirketi aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verip, davalı ... hakkında açılan davanın da dava dosyasından tefrikine karar vermiştir. Bu durumda gerçek kişiler arasındaki davanın HMK 2.maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, İzmir 20.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

              Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak cismani zarar kavramına (B.K.46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğün de korunduğu ögretide ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir.Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması durumunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa (örneğin eyleme uğrayan yakın kişi %100 işgöremez duruma gelmişse) onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara uğrama sözkonusudur....

                UYAP Entegrasyonu