Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 903,00 TL maddi, 900,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; UYAP kayıtlarında yapılan incelemede, tazminat davasına dayanak, davacı hakkında koruma tedbiri uygulanmasına neden olan üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı mahkumiyet hükmü verildiği ve dayanak dosyanın hükmün temyiz edilmesi üzerine incelenmek üzere Yargıtay'a gönderildiği, davacı hakkında verilen hükmün henüz kesinleşmediğinin ve dosyanın halen Yargıtay 14....

    G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, cinsel istismar nedeniyle manevi tazminat davasıyla birlikte istenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle davacının geçici hukuki koruma tedbiri talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 355.maddesi gereğince resen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilecek sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir....

    Genel olarak tutuklama sanığın yargılamada hazır bulunmasını, maddi gerçeğin araştırılmasını temin etmek veya yargılama neticesinde verilecek cezanın infazını sağlamak amacıyla başvurulan bir koruma tedbirdir. Bazı durumlarda tutuklama koruma tedbiri ile ulaşılabilecek sonuçlara daha hafif tedbirler yoluyla da ulaşılmak mümkündür. Adli kontrol tedbiri de uygulamada genel olarak sıkça başvurulan bu tedbirlerden bir tanesidir. 5271 sayılı CMK’nın 109 ve devamı maddelerinde tutuklama tedbirinin oranlılık (ölçülülük) kriteri çerçevesinde (CMK’nın 101/1. vd) uygulamasını sağlamak amacıyla tutuklama koruma tedbirine alternatif bir koruma tedbiri olarak düzenlenen adli kontrol kurumu ile kişi özgürlüğünün en az şekilde sınırlandırılması yoluyla tutuklamanın sonuçlarına ulaşılması amaçlanmıştır....

      Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati haciz talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

      Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istenebilecek hâllerin CMK'nın 141. maddesinin 1. fıkrasında tahdidi bir şekilde sayılmış olmasına rağmen adli kontrol tedbiri kapsamında bulunan konutunu terk etmemek yükümlülüğü nedeniyle oluşacak zararların tazminat yoluyla giderilmesi hususuna yer verilmemesi, aynı maddenin üçüncü fıkrası ile getirilen düzenlemenin sınırlı olarak sayılan tazminat hâllerini genişletmeye yönelik olmayıp sayılan koruma tedbirlerine ilişkin açılacak olan tazminat davalarında sorumluluğun açıkça devlete ait olduğunun belirtilmesinden ibaret olması ve 11.04.2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun'la CMK'nın 141. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişiklikte olduğu gibi Kanun koyucunun tazminat kapsamındaki koruma tedbirlerinin kapsamını genişletme yönündeki ifadesini somut ve açık bir biçimde ortaya koyması hususları dikkate alındığında adli kontrol tedbiri kapsamında hakkında konutunu terk etmemek yükümlülüğüne karar verilen davacının, CMK uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle...

        Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda: Dava, iş kazasından kaynaklı müteveffa Davut Gökdemir'in hak sahipleri tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir. Manevi tazminat istemi zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....

        Her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

          G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davasıyla birlikte istenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle davacının geçici hukuki koruma tedbiri talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 355.maddesi gereğince resen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilecek sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacı vekili dava dilekçesinde davalı sürücü ve işletenden başka Mapfre Sigorta A.Ş'ni davalı olarak göstermiştir. Dava dilekçesi Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili 1.AHM'nin 2021/167 Esasına kaydedilmiş ise de bu mahkemenin 07/06/2021 tarihli tefrik kararıyla maddi tazminat davası göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmiş, manevi tazminat talebi ise asıl dava dosyasından tefrik edilerek Dikili 1.AHM'nin yukarıda gösterilen 2021/176 Esasına kaydedilmiştir....

            Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. İDM'nce eldeki davada verilebilecek bir geçici hukuki koruma tedbiri olabileceği halde talebin ikiye bölünerek istenmesi sebebiyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin bir bütün olduğu halde ayrı ayrı değerlendirilerek 6100 Sayılı HMK'nun 26,33 maddeleri ile 406.maddenin gerekçesine aykırı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/(7)9- 1796 Esas, 2021/607 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; gerek ihtiyati tedbir, gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki koruma tedbirleri olarak düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma tedbiri daha genel ve üst kavram olarak kabul edilirken, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz geçici hukuki korumaların birer alt türü olarak düzenlenmiştir. Hukuk sistemimizde para alacakları ile para dışındaki haklar bakımından geçici hukuki koruma tedbirlerinin düzenleme yerleri farklılık göstermektedir. Para alacakları için öngörülen geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (m.257- 268), para dışındaki haklar için öngörülen ihtiyati tedbir ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (m.389- 399) düzenlenmiştir....

            UYAP Entegrasyonu