Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, aracın teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını, bedel iadesine yönelik talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, manevi tazminat talebinin kabul edilemeyeceğini, ayıplı olduğu iddia edilen malın iade edilmeden faize hak kazanılamayacağını, davacı tarafın araçtan elde ettiği faydayı iade etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu araç üzerindeki boyaların orijinal olmadığı, bu durumun sadece ehil kimseler tarafından tespit edilebileceği belirtilmekle araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu ve bu husus ağır kusur olmakla davalıların zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, manevi tazminat talebine ilişkin eksik harcın süresi içerisinde tamamlanmadığından bahisle davanın kabulü ile 32.300,00 TL'nin davalı ... San. A.Ş. açısından temerrüt tarihi olan 20.05.2010, davalı ... Oto San. ve Tic....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/883 Esas KARAR NO : 2022/312 DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2021 KARAR TARİHİ: 08/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının----- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır....

      belediye arsası olduğu anlaşılan değer kaybı nedeni ile 75.000 TL tazminat talep ettiklerini, uğranılan manevi zararlar için ise 50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiştir....

        belediye arsası olduğu anlaşılan değer kaybı nedeni ile 75.000 TL tazminat talep ettiklerini, uğranılan manevi zararlar için ise 50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiştir....

          belediye arsası olduğu anlaşılan değer kaybı nedeni ile 75.000 TL tazminat talep ettiklerini, uğranılan manevi zararlar için ise 50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiştir....

            Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan zararların tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Kanunda açık ve gizli ayıba ilişkin tanımlamalar yapılmış ancak eksik işten bahsedilmemiştir....

              Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirketin arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ve mutabakatı olduğunu, davacı şirketin davalı şirlete ------ ----- borcu olduğunu, davalı şirket tarafından davacı şirkete ----- kesildiğini, ------- olduğunu ve davacı şirkete gönderildiğini, davacının bu faturalara itiraz etmediğini, bu faturaların toplam bedelinin --- alacağa istinaden toplam----- ödeme yapıldığını, bakiye alacak için davacı ile görüşmeler yapılmasına rağmen bir sonuç alınamadığını, davacı şirket aleyhine 4.216.25-TL için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, malın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte, davalı müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki görüşmelerde davacı------tedarik ettiği mallara göre daha ucuz olmasından---getirileceği konusunda anlaştıklarını, davacının malların ithal olduğunu bildiğini, ------- davacı ----gerektiğini, davacının ayıp ihbar süresine uymadığını, malın tesliminden----sonra,...

                Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                    A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 5.275,00 YTL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. 2008/11919-2009/2639 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’ın tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satılan mala bağlı olarak verilen hizmetin ayıplı olması nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olup, olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2 maddesinde; "Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acenta, imalatçı-üretici...

                      UYAP Entegrasyonu