Başka deyişle satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına imalatçı veya satıcı tarafından tüketicin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresi içeren bir etiket konulmadığı gibi satım aşamasından önce meydana gelen ayıp boyama ile alıcıdan gizlenmiş, malın ayıplı olduğu hususu tüketiciye verilen faturada belirtilmeden "0" km araç bedeli tahsil olunmuştur. Dolayısı ile satılan malın ayıbı, satıcı tarafından tüketiciden hile ile gizlenmiştir. Olması gereken ya ayıplı hali ile aracın satışa sunulması ya da boyama işlemi yapıldığı tüketiciye belirtilerek, mevcut haliyle belirlenecek bedel üzerinden ikinci el olarak satışa sunmaktır. Yoksa bu nedenle araçta oluşan değer kaybının satıcıdan tahsili ile davacıya bu duruma katlanmasını beklemek hakkaniyet kurallarına aykırıdır. Boyama işlemi, araçta toplam 2.000,00 lira değer kaybına sebep olmuştur....
DELİLLER : -Davaya konu fatura, sertifika ve taşıma belgeleri, ------ talimat sayılı dosyası ile yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporu, -----sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ----- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ---- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, -Davacı vekilinin mahkememize sunduğu ----tarihli talep arttırım dilekçesi, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT: Dava, taraflar arasında ticari ilişkiye istinaden ayıplı ürün/mal satışından kaynaklanan ayıplı ürün/mal satış bedeli ile ayıplı ürünün/malın kullanılmasından doğan hür türlü zarara dayalı olarak açılan alacak davasıdır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ayıplı koltuk takımı için ödenen 7.409,00TL fatura bedelinden davacının kullanım bedeli olarak takdir edilen 2.000,00TL nin mahsubu suretiyle bakiye 5.409,00TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan koltuk takımının ayıplı olduğu iddiasına dayalı, ayıplı mal bedelinin iadesine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, ihtilaflı konuları değerlendirir mahiyet arz etmekte olup, davaya konu maldaki ayıpları üretimden kaynaklanan gizli ayıp olarak mütalaa etmiştir. Bu halde, tüketici sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır." şeklinde düzenlendiği, Tüketicinin seçimlik hakları başlıklı 11. Maddesinde , "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.” şeklindeki hükmü gereği malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren ilk 6 ay içinde meydana gelen ayıplar için ihbar yükümlülüğü yoktur. Teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. 19. Tüketici işlemi niteliğindeki satım sözleşmesine konu edilen malın ayıplı olması hâlinde, tüketici TKHK’nın 11. maddesinde gösterilen dört seçimlik haktan birini kullanabilir. Bunlar; malı iadeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep etmek, yenisi ile değişimi talep etmek, bedelde indirim talep etmek ve ücretsiz onarım isteme hakkıdır. Tüketici bu seçimlik haklarını kural olarak bir sınırlamaya tabi olmadan dilediği gibi kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. (3) Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez....
Taraflar arasındaki menfi tespit, ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; araç üzerinde lokal bir şekilde yapılacak boya onarımı ile giderilebilecek bu ayıbın misli ile değişim gerektirip gerektirmediği hususunda yanılgıya düşülmüştür. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. Hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, araçtaki ayıbın 2.500,00-TL değer kaybına yol açacağı bildirilmiştir....
Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3 üncü maddesine göre satılan maldaki ayıbın teslim sırasında açıkça belli olması halinde alıcının iki gün içinde ihbar etmesi, açıkça belli değilse sekiz gün içinde muayene etmesi ya da ettirmesi ve bu muayene sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde durumu aynı süre içinde satıcıya bildirmesi gerekir. Davacının cari hesap kayıtlarının incelenmesinde 15.6.2006 tarihli bir faturanın kayıtlı olduğu, 22.6.2006 tarihinde de ayıptan söz edilerek davalı tarafından davacıya bir e-posta gönderildiği anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının sipariş iptalinin (sözleşmenin feshinin) gerekçesi olarak 2 nci partide alınan malın ayıplı olmasını ileri sürdüğünü, davalı yanca 2 nci parti malın ayıplı olduğuna ilişkin bir tespit raporu sunulmadığı gibi dava sırasında 2 nci parti malın davalı tarafça satıldığı bildirildiğinden dosyada mallar üzerinde bilirkişi incelemesinin de yapılamadığını, söz konusu malların ayıp nedeniyle müşterileri tarafından davalıya iade edildiği belirtilmiş ise de davalı tarafça dosya içine bu konuda iade veya reklamasyon faturası sunulmadığını, davacının ayıp iddiasını kabul etmediğini, bu suretle davalının, davacıdan satın aldığı malların ayıplı olduğunu usulüne uygun şekilde ispatlayamadığını, 2 nci parti mallarda ayıp bulunması halinde davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227 nci maddesinde belirtilen seçimlik haklara sahip olup dava içerisinde bu seçimlik haklarından her hangi birini kullandığını...