Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacı tarafından gönderilen çuvalların ayıplı olduğunu, bu nedenle teslim alınmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu uyuşmazlığa konu çuvalların taraflar arasında siparişe uygun olarak imal edildiği gerekçesiyle çuvalların hurda değeri düşülerek 18.767,65 TL’ lik miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alıcının temerrüdü nedeniyle mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, satış konusu malın ayıplı olmadığı ve malın davacı elinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

    Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. (4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli..." şeklinde tüketicinin ayıplı karşısındaki seçimlik haklarını düzenlemiştir....

    Maddenin gerekçesinde de, "..Ayrıca, tüketicilerin sıklıkla karşılaştıkları bir sorun olan sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi durumunda da sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur. Bu durumda tüketici ayıplı mala ilişkin hükümlerden yararlanacaktır." hususlarına yer verilmiştir. Buna göre ilk derece mahkemesince; taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan sözleşmelerde dairelerin teslim tarihlerinin 31/03/2018 tarihi olarak kararlaştırıldığı, davanın açıldığı 31/10/2018 tarihi itibariyle halen teslimin sağlanmadığı, bu itibarla, davacının asıl davada eksik ve ayıplı olarak imal edilen hususların ve bedellerinin tespiti ve ayıp oranında bedelden indirim yapılması talebi yönünden, söz konusu kanun hükmü çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile bu yöne ilişkin talebin tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

      KARAR Davacı,7.5.2013 günlü fatura ile davalıdan satın aldığı ... marka aracını 48.895,49 Euroya satın aldığı,ücret ödeyerek 4yıl/80.000 KM garanti ve ek bakım paketi de satın aldığını,8.5.2013 tarihinde aracın bagaj tarafında boya lekesi farkettiğini ve derhal ihbar ettiğini,13.5.2013 tarihinde bu leke nedeniyle yetkili serviste pasta işlemi uygulanıp aracın teslim alındığını ancak lekenin giderilmemesi nedeniyle ertesi gün ayıplı olması nedeniyle değişim talep ettiğini bildirerek aracın ayıpsız misli ile değişimini,olmazsa aynı özelliklere sahip araç arasındaki değer farkının ödetilmesini,değişim halinde aracın bakım paketi ve ek garantinin yeni araca aktarılmasını bu mümkün değilse ek garanti ve bakım paketinin bedelinin ödenmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK.’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bir malın altı ay boyunca sorunsuz çalışması, hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edilmiş ve bu süre içinde mal yine de bozulmuşsa, kaynağında yani teslim anında var olan bir ayıbın yattığı sonucuna varılmıştır. Kuşkusuz satıcının bunun aksini ispat etmesi imkânı her zaman vardır....

        gelen ayıp ve eksiklikler oranında ihtarnamede belirtilen satış bedellerinden indirim yapılarak şimdilik her müvekkili için 1.000,00 TL, bedelde indirim tutarları ile ihtarname ücretinin avans faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır....

        Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2.maddesinde ifadesini objektif iyiniyet (dürüstlük) kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Kanun'un 11/3. maddesinde; “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

          Maddesi "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur" şeklinde olup imalatçı ve üreticinin de ayıplı maldan müteselsilen sorumlu olduğunu düzenlenmiştir. Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur....

          UYAP Entegrasyonu