İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,devre mülk sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve sözleşme gereğince davalı tarafa verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamının incelenmesinden;davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.02.2019 tarihli devre mülk sözleşmesinin feshini,sözleşme gereğince yapılan bedelin iadesini ve bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bonoların iptalini talep ettiği,davalı tarafın ,davacının sözleşme gereğince tesislerden faydalandığını belirterek buna ilişkin kayıtları sunduğu,davacı tarafın sözkonusu konaklamaların daha önceki yıllara ve başka sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....
aidatların ve mahrum kalmış oldukları yıllık kira bedellerinin iadesi ile en yüksek faizin uygulanmasını talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesinin 22.05.2017 tarihli ve 2017/455 E. 2017/468 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümlerine göre taşınır alım satımı konusunda geçerli bir sözleşme kurulduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıya 137.200TL peşinat ödediği, söz konusu peşinatın TBK’nın 177. maddesi gereğince bağlanma parası olduğu, gönderilen peşinatın TBK’nın 178. maddesinde belirtilen cayma parası olduğu iddia edilmediği gibi bu hususun ispat da edilemediği, TBK’nın 177. maddesinde, aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parasının esas alacaktan düşüleceğinin belirtildiği, somut olayda satıma konu mal teslim edilmeden davacının sözleşmeden caydığı, uyuşmazlığın sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen bağlanma parasının iadesinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere bağlanma parasının sözleşmenin feshi hâlinde iade edilmesi gerektiği, ancak karşı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını...
Olumlu zarar (pozitiv interesse); sözleşmenin, hiç veya gereği gibi yahut vadesinde yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarar olarak tanımlanabilir. Olumlu zarar, alacaklının, ifaya olan çıkarının beklentisinin gerçekleşmemesi sebebiyle uğradığı zarar olarak da tanımlanabilir. Başka bir anlatımla alacaklının mal varlığının mevcut durumu ile sözleşmenin tam ve gereği gibi yerine getirilmiş olsaydı ulaşacağı durum arasındaki farktır. Kural olarak, cebe girmesi beklenen paradır....
Alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarih de sözleşmenin feshi iradesinin diğer tarafa ulaştığı tarih olup somut olayda en geç davanın açıldığı 18.05.2010 tarihidir." şeklinde olduğu, Birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2021/639 esas sayılı dosyasındaki davada sözleşmenin feshi sebebi ile dava açılarak alacak isteminde bulunulduğunda, sözleşmenin feshi halinde 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147/6. maddesi hükmünde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin feshin yükleniciye bildirileceği tarihten başlayacağı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında fesih tutanağının 30/05/2016 tarihinde düzenlendiği ve tarafların bulunduğu, 07/06/2016 tarihinde yükleniciye gönderildiği, fesih iradesinin en geç Ankara 8....
yaptığı yemin edası üzerine davacının yapmış olduğu 2.000 TL'lik ödemenin taraflar arasındaki 22.03.2010 tarihli sözleşmeden önce gerçekleşen iş nedeniyle olduğunun açıklığa kavuştuğu, bedelin kısmen ödenmesinin sözleşmenin feshi olarak değerlendirilemeyeceği, sözleşmenin devam ettiği ve bu nedenle davacının sözleşmenin 5. maddesi uyarınca 9.440 TL olan sözleşme bedelinin %50'si olan 4.720 TL'yi ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, ancak bu bedel ödendikten sonra davalının işe başlama yükümlülüğünün doğacağı, bu nedenle 2.000 TL peşinat dışında kalan takip konusu 4.720 TL asıl alacak ve 3.766,74 TL işlemiş faiz istemi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan asıl dava yüklenicinin sözleşme ve özen borcuna aykırı davranışı sonucu sözleşmenin haklı feshi nedeniyle fazla ödenen bedelin iadesi, üçüncü kişilere verilen zarar, depo kira bedeli ve yapılmayan işlerin yaptırılmasının getireceği maliyet farkı ile manevi tazminat istemlerine, yüklenici tarafından açılan karşı dava ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın fazla ödeme ve depo kirası yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat isteminin reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davacı-karşı davalı iş sahibi...
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Davalı yüklenicinin sözleşmenin feshinde tam kusurlu olduğunun tespiti halinde; istek kalemlerinin değerlendirilmesine geçilip, sözleşmenin davacı idare tarafından feshedilmiş olması ve sözleşmede yer alan ceza kalemlerine ilişkin alacak taleplerinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olması nedeni ile ceza bedelleri bakımından talebin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı idarenin menfi zarar kapsamındaki iki ihale arasındaki fiyat farkı ile teminat bedellerinin güncellenmesine ilişkin bedel istemi bakımından ise; davacı 6098 sayılı TBK'nın genel hükümlerinden olan 125. maddesi gereğince olumsuz (menfi) zararını talep edebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına, sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer....
hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış ve garanti süresi sonrasında da devam eden, araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran motor sistem komponent arızaları nedeni ile konu aracın AYIPLI olduğunu, ilgili sistemdeki arızaların konu aracın teslimi esnasında makul ve ortalama bir tüketici tarafından tespitinin mümkün olmaması nedeni ile konu aracın GİZLİ AYIP niteliği taşıdığını görüş ve beyan etmişlerdir....