O halde mahkemece yapılması gereken iş, davalının ayıp ihbarının az yukarıda değinilen makul sürede yapıldığına ilişkin tanıklarını dinlemek, varsa davalının bu konudaki diğer kanıtlarını toplamak, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşıldığında uzman bilirkişiye tüm katalogları inceletmek, BK'nın 360. maddesi hükmü gereğince eserin tümüyle reddi gerekirse, ayıplı imalâtı davacıya vermek koşuluyla davanın reddine karar vermek, kabul edilebilecek nitelikte ise ayıp oranında bedelden indirim yaparak ve ayrıca ödenen bedel de düşüldükten sonra kalana hükmetmekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulunmadan eksik inceleme ve çelişkili ifadeler içeren bilirkişi raporuyla bağlı kalınarak verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmalıdır....
BK'nın 360. maddesinde ayıp halinde iş sahibine, eserin iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması (ayıplı olması) durumunda eseri kabulden kaçınma hakkı, ayıbın bu derecede önemli olmaması halinde bedelden indirim hakkıyla büyük bir masrafı gerektirmediği takdirde onarımını isteme hakkı şeklindeki seçimlik haklar tanınmış ve her üç halde de yüklenicinin kusurunun bulunması koşuluyla iş sahibinin zarar ve ziyan da isteyebileceği de kabul edilmiştir. Somut olayda imalât bedelinin ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamakta olup davacı 10.06.2014 tarihli ıslah dilekçesinde terditli olarak sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesini talep etmiş, olmazsa zararlarının giderilmesini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da eserin reddinin gerekmediği, bedel indirimi gerektiği açıklanmıştır....
Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir....
Bu haklar onarım hakkı, sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi hakkı ve bedelden indirim hakkıdır. TKHK ve BK tüketici ile tüketici olmayanlar arasında hakların kullanımı yönünden ayrı koşullar öngörmüştür. Davacı tüketici olmadığından burada TKHK hükümleri değil BK hükümleri nazara alınması gerekmektedir. Davacı bir kez seçimlik hakkını onarım hakkından yana kullanmakla ayıp dolayısıyla seçimlik hakkını tüketmiştir. Hem onarım hakkı hem bedelden tenzil isteme hakkı talep edilmesi mümkün değildir. Davacının talebi onarım dolayısıyla araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemidir. Bu zarar onarım hak kullanılmadan önce diğer seçimlik haklardan olan bedelin tenzili istemi kapsamındadır zira davacının seçimlik hakkı bedelin tenzili yönünden olsaydı zararı bu yönler dikkate alınarak hesaplanarak bedelden tenzil miktarı belirlenecek idi....
O halde mahkemece yapılması gereken iş, makinanın yeniden uzman bilirkişiye incelettirilmesi, ayıbın makinanın tümüyle reddini mi gerektirdiği veya bedelden indirim suretiyle kabule icbar olunacağı hususunun açığa kavuşturulması, reddi gerektiği anlaşılırsa şimdiki gibi davanın reddine bedel indirimiyle kullanılabilecek ise bu miktarın davacı alacağından mahsubuyla sonucuna göre hükme varılmasından ibarettir. Çelişkili bilirkişi raporlarıyla davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda (1.) bendde açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 06.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Üzerinde kat mülkiyetine tabi bina bulunan taşınmazın bahçesine kısmen el atılmış olup, Kamulaştırma Kanunun 11/1-ı maddesinde belirtilen hususun objektif değer azaltıcı unsur alanı kabul edilmesi ve takdir edilen bedelden belirli bir oranda indirim yapılması için bilirkişi kurulunda ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının ve karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-) Dairemize intikal eden aynı parselin paydaşlarınca açılan dava dosyalarında, davalı idarece el atılan bölümün üzerinde kat mülkiyeti kurulu binanın bahçe bölümünün bulunması ve bu durumun 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11.maddesine göre objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilerek tespit edilen bedelden % 15 oranında indirim yapılmasının Dairemizin 2015/5280 Esas - 2015/18049 Karar sayılı ve 2012/10989 Esas – 2012/17910 Karar sayılı ilamları ile uygun görüldüğü gözetilerek, hesaplama yapılırken tespit edilen bedelden % 15 oranında indirim yapılması gerekirken, bilirkişi raporunda daha düşük oranda değer azalışının kabul edilmesi ve mahkemece resen değer azalışı uygulanmaması suretiyle fazlaya hükmedilmesi, 2-) Dava konusu taşınmazın el atılan ve bedeline hükmedilen kısmı ile ilgili olarak davacıların paylarının iptali ile davalı idare lehine terkin hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 3-) Dava konusu 1191 ada 173/A parsel sayılı taşınmazın, temlik alan sıfatıyla...
A.Ş. vekili; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, ayıp ihbarının süresinde ve yasaya uygun olarak yapılmadığını, araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, davacının zarar iddiasının somut bir değerlendirmeye dayanmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. vekili; yetki itirazında bulunmuş ve TTK'nun 24/4 maddesi gereğince dava zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Eser, kararlaştırılan götürü ücretten daha fazla masraf ve emekle ortaya çıkarılsa bile, yüklenici kural olarak götürü bedelin arttırılmasını isteyemeyeceği gibi, daha az masraf ve emekle yapılmış olsa da iş sahibi bedelden indirim yapılmasını isteyemez. Kısaca, yüklenici sözleşmedeki bütün iş kalemlerini götürü ücretle yapmak zorundadır. ./.. 2011/8879 - 2011/9524 -2- Davalı, bir kısım imalatın üçüncü bir kişiye yaptırıldığını savunmuş, buna ilişkin 10.07.2008 tarihli gider makbuzunu dosyaya sunmuş ise de HUMK’nun 299.maddesi uyarınca bu makbuz davacı yükleniciyi bağlamaz. Diğer yandan, davalı tarafından yaptırılan bir tespit veya davacıya gönderilen ihtarname de bulunmadığından, işlerin ilke olarak yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir....
Bu itibarla, hükmedilen bedelden mahkemece belirlenecek davacı idare kusuru oranında indirim yapılması zorunludur. Mahkemece, olayda davacı İdarenin de müterafik kusurlu olduğu, verilen taahhütnamenin davacı idarenin kusurunu bertaraf etmeyeceği kabul edilerek, davacının takdir ve tayin edilecek kusuru oranında bedelden indirimine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....