Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu haksız eylem, davalıların alt yapı ve kaldırım çalışmaları sırasında davacının evinin zarar görmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek BK.’nun 49. maddesi ve gerekse MK.’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği ön görülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de, kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

    Tazminat ise zararın karşılanması ve giderilmesi için zarar görene verilmesi gereken şey ve miktarı ifade eder. Bir zararın tazmini aynen ya da nakden olmak üzere iki tarzda mümkün olur. Aynen tazmin, zararın meydana gelmesinden önceki mal varlığı, hangi durumda ise yine o durumun doğrudan doğruya kurulmasını hedef alır. Nakden tazmin ise mal varlığında vuku bulan iktisadi kıymet azalmasının parayla karşılanmasından ibarettir. Böylece mal varlığı aynen tazminde hem muhteva, hem de değer itibariyle; nakden tazminde ise sadece değeri bakımından eski haline getirilmiş olur. Genel kural olarak tazminatın zarar miktarını aşmaması gerekir. Davacının manevi tazminat istemi de bulunmaktadır. Manevi zarar;bir kimsenin hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhi elem ve üzüntülerin tümüne birden denilir. Manevi zarar, gerçek anlamda bir zarar değildir. Gerçekten manevi zarar mal varlığında bir azalmayı ifade etmez....

    Manevi tazminat davası açısından değerlendirmede; manevi zarar, mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK'nın 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için davacının şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması gerekir. TBK'nın 114/2. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır....

      Manevi tazminat davası açısından değerlendirmede; manevi zarar, mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK'nın 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için davacının şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması gerekir. TBK'nın 114/2. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır....

        Mahkemece, asıl ve karşı dava yönünden maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, davalının yönetimindeki aracın müvekkilinin idaresindeki motosiklete çarpması sonucu davacı-karşı davalının yaralandığını ve malûliyetinin oluştuğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracında meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve tamiri süresince kullanılamamasından kaynaklı maddi tazminat ve kaza nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini için manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davada yaralanma nedeniyle davacı-karşı davalının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, karşı davada davalı-karşı davacının araç hasarına ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında; ......

          İlköğretim Okulu bahçesinde çardak direğine tırmanırken düşmesi sonucu yaralandığı, yaralanmanın davalı öğretmenin kusur ve ihmalinden kaynaklandığı, uzun bir tedavi süreci geçirdiği belirtilerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Mahkemece, davacı küçüğe yapılan tedavi masrafının uygun olduğundan maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise davacı küçük ... yönünden kısmen kabulüne, karşı manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir....

              Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir. “Kişilik hakkının zedelenmesi” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Zarara uğrayanın ruhsal acısını dindirerek, onda huzur ve tatmin duygusu oluşturmak amacıyla zarar görene ödenmesi gereken bir miktar paradan ibaret olan manevi tazminatın ilkeleri, 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır....

              Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Kural olarak manevi tazminat yalnız olay sırasında duyulan değil, bütün hayat boyu duyulup ve çekilecek elem ve ızdıraba karşılık olarak takdir edilen bir karşılıktır. Bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma raporu, kaza tarihi, kusur durumu, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve kaza tarihinde ki paranın alım gücü, göz önüne alınarak manevi tazminat talebinin ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Somut olayda; davaya konu yerin öncesinde sanık tarafından kiralanarak kullanıldığı ve Çanakkale Valiliği oluru ile Orman İşletme Müdürlüğü Yangın müdahale binası olarak devredildikten sonra, havyanlarını geçirmek için yaptırdığı kapının orman idaresince kaldırılarak yerine tel çekildiği, sanığın da buraya çekilen tellere zarar vermeden ek yerinden açarak hayvanlarını geçirdiği, bu nedenle sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibarı ile oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan temsilcisi yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 10.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu