"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlığı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın ... yönünden aktif husumet nedeni ile reddine, ... yönünden kabulü ile 31.373,89-TL değer artış payı ve 34.788,11-TL katılma alacağının davalı ...'den tahsiline, ancak davacının dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak sureti ile kabul miktarının 1.000,00-TL olarak belirlenmesine, davalı ...'den tahsiline, karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davacı tarafından katkı payı alacağı talep edildiği, taraflar arasında evliliğin devam ettiği, mal rejiminin sona ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, genel muvazaaya dayalı tapu iptal tescil, olmazsa mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. HMK'nin 297/2. maddesi, " Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir " hükmünü içermektedir. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davacı ile davalı ...'ün boşanmalarına ilişkin, ... Başlangıç Mahkemesi'nin kararı, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak KARAR Davanın reddine dair hüküm, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz harcının kaynağı, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 434/2 maddesi ve 10.05.1965 tarih 1965/1-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararıdır. Bu İçtihadi Birleştirme Kurulu kararına göre, temyiz yoluna başvurmada maktu ilam harcının tamamının ya da nispi ilam harcının 1/4'nün peşin olarak alınması gerekir....
KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından açılan asıl davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak olarak tespit edilip bozmadan sonra ıslah yasağı nedeniyle hakkında hüküm tesis edilmeyen bakiye miktar için davacı-birleşen dosyada davalı tarafça 20.03.2017 tarihinde açılan ek davanın, asıl dava ile birleştirilmesi ve yargılamanın birlikte görülmesi yerinde olduğuna, asıl davanın Yargıtay temyiz incelemesinden geçtiği ve bozma ilamına konu olduğu gözetildiğinde davacı-birleşen dosyada davalı tarafça açılan her iki davanın da temyiz kanun yolu incelemesine tabi olduğu hususunda kuşku bulunmadığına, Mahkemece uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlemler yapılıp, taraflar uzlaşırken yapılan ödeme miktarları gözetilerek davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından açılan asıl dava ve birleşen dava ile davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından açılan birleşen dava yönünden oluşan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.02.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldiler....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Kesin hüküm, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda dava şartı olarak kabul edilmiştir. Buna göre kesin hüküm, 6100 sayılı HMK'nin 303. maddesinde "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder..." hükmü bulunmaktadır....
Mahkemece, tarafların halen evli oldukları, mal rejiminin sona ermediği, bu nedenle katkı payı alacağının doğmadığı gerekçeleriyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 31.12.1992 tarihinde evlenmiş, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2007 tarihinde kesinleşen 23.10.2007 tarih 153 F 0665/06 sayılı boşanma hükmünün Hatay Aile Mahkemesinin 2008/315 Esas, 2008/1050 Karar sayılı hükmü ile tenfizini takiben 11.3.2009 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.202, 4722.s.Yürürlük K m.10/1) Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı isteğine ilişkindir....
DAVA TARİHİ : 26.06.2013- 28.11.2013 KARAR : Asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....