Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı taraf, 26 NR 241 plakalı aracın evlilik birliği içinde alınmasına ve davalıya ait olmasına rağmen ticari kaygılar nedeniyle muhasebecisi üzerine kaydedildiği iddiasıyla talepte bulunmuş, davalı taraf ise bu plakalı bir aracının hiç olmadığını savunmuştur....
Davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine Daire'nin 2014/26604 Esas ve 2016/5319 Karar sayılı ilamıyla davanın, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu; bu isteğin boşanmanın fer'i (eki) niteliğinde olmadığı, taraflar arasında görülen boşanma dosyasında, davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyan bulunmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükme esas alınan bir protokolde bulunmadığına göre davanın kaldığı yerden devamı ile HMK'de gösterilen usuli işlemler yürütülerek alacak talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek hüküm bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında verilen ihtiyati tedbir talebinin ret kararına dair... Aile Mahkemesi'nce verilen 04.05.2016 gün ve 2015/428 Esas sayılı ara kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü. K A R A R Davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasındaki yargılama sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı asıl İhsan Taşçı kararı temyiz ettikten sonra İzmir 5. Aile Mahkemesi'ne verdiği 28.05.2016 tarihli imzalı dilekçeyle temyizden feragat etmiş, dilekçe Dairemize gönderilmiştir....
Dosyada bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş ve Yargıtay temyiz denetiminden geçmiş ziynet eşyasının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir karar mevcut olmayıp bu taleplere ilişkin davanın, boşanma dava dosyasından 04.06.2015 tarihinde tefrik edildiği ve hükmün 06.07.2021 tarihinde verildiği dikkate alındığında kanun yolu inceleme görevi bölge adliye mahkemelerine ait olmakla dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine İADESİNE, oy birliğiyle karar verildi. 06.06.2022 (Pzt.)...
Davalı cevap dilekçesinde özetle; ziynetlerin kendisinde olmadığını, bunun ispatının gerektiğini, evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığında davacının katkısının bulunmadığını, bu sebeple davacının tasfiye isteğinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca 20.05.2021 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına hükmolunmuştur. Davacı vekili verilen kararı; mahkemece verilen işlemden kaldırma kararlarının taraflarına tebliğ edilmediğini, oysa karardan haberdar olsalardı dosyanın yenilenme işlemlerini yapabileceklerini belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını, yargılamaya devam edilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma ve değer artış payı istemine ilişkindir....
Davaya konu hukuki uyuşmazlığın öncelikle ticari dava niteliğinde olup olmadığı, boşanma protokolü hükümlerinin değerlendirilmesi söz konusu olmakla öncelikle Aile Mahkemesinin görev alanına girip girmeyeceği hususları değerlendirme konusu yapılmış olup; anlaşmalı boşanma protokolünün mal rejiminin tasfiyesinden çok tarafların rızası ile mal rejimi hükümlerinin tamamen dışında ve ötesinde hükümler içerebileceği bu hali ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve boyutu düşünüldüğünde, mal rejiminin tasfiyesinden çok davaya konu şirket hisselerinin devri konusunda yapılmış bilahare anlaşma protokolü kapsamında mahkeme tasdik edilmiş yazılı sözleşme hükmünde olduğu ve davalının buna dayalı olarak şirket hisselerinin devrini talep etmesinin TTK'nun Anonim Şirket paylarının devrine ilişkin hükümlerinin işletilmesi gerektiği göz önüne alınarak TTK'nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu takdir edilerek mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olduğu sonucuna varılmıştır....
Mal rejiminin tasfiyesinin boşanma davasının feri niteliğinde olmamasına, protokolde, duruşmada alınan beyanlarda ve hükümde dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmaza yönelik bir düzenleme yapılmamış olmasına, ayrıca davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığına veyahut feragat edildiğine yönelik bir beyanının da bulunmamasına göre, dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmazın anlaşmalı boşanma davasında yapılan tasfiyeye dahil edildiği kabul edilemez. O halde, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı lehine 11.655 TL katılma alacağına hükmedilmiş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Talebi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davaların bileştirilmesi kararı verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Davacı ... vekili, davalının davacıya karşı ... 1. Aile Mahkemesinin 2011/2027 Esas sayılı dosyasında paylaşım davası açtığını, açıklayarak öncelikle dava dosyalarının birleştirilmesini, ...'de 4853 parselde kayıtlı taşınmaz açısından mal rejiminin tasfiye edilerek, şimdilik 10.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; eldeki dosyanın ... 1....
Ancak haklarımdan feragat etmedim...” şeklinde beyanda bulunduğu, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar davacı erkek tarafından düzenlenen dilekçe mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açıklamaya içermiyorsa da davacı erkeğin, dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olduğu ve dilekçe içeriğini tevil yollu ikrar ettiği, dinlenen tanık beyanlarına, özellikle tarafların ortak çocukları ...’in beyanlarına göre, davacı erkeğin icra borçlarının davalı kadın tarafından ödenmesi nedeniyle davacı erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarını davalı kadına hibe ettiği, İlk Derece Mahkemesi kabulünün de bu yönde olduğu, söz konusu dilekçenin boşanma dava tarihinden, diğer bir anlatımla; tasfiye alacağı hakkının doğduğu tarihten sonra verildiği, davacı erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarını davalı kadına bağışlaması sebebiyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunamayacağı, ancak bağıştan dönme koşullarının varlığı halinde...