WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

    HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince,"eşler arasında devam eden katılma alacağına ilişkin davanın sonuçlanması ve davalı eş adına kayıtlı mal varlığı bulunmaması veya bulunan mal varlığının tasfiye borcunu karşılamaya yetmemesi halinde katılma alacağı davasında ihbar edilen 3. Kişilerin borçtan sorumlu olması gerekeceği, işler arasındaki katılma alacağı davasının Uşak Aile Mahkemesinde devam ettiği, katılma alacağına yönelik davalarda katılma alacağı talep eden eşin davacı, talep edilen eşin ise davalı olması gerektiği, 3. Kişilerin yasal koşullar oluşmadan borçtan sorumlu olmayacağı bu nedenle açılan davada hukuki yarar olmadığı" gerekçesiyle davanın hukuki yararı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....

    Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile 71.500,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından kabul edilen katılma alacağı bedeli üzerinden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

      Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

          Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. Eşler arasında sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden; evlilik tarihi olan 31.07.2010 tarihinden mal rejiminin sona erdiği 06.06.2014 tarihine kadar TMK’nın 202/1. maddesi ile düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. 19. Eldeki davanın; dava dilekçesi, iddianın ileri sürülüş şekli ve davacı vekilinin 19.02.2015 tarihli beyanından “davaya konu taşınmazın gerçekte eşler tarafından edinildiği halde tapu kaydının dava dışı üçüncü kişi konumundaki kayınvalide Hatice Aslan adına tescil edildiği” iddiasıyla, davalı eş aleyhine açılan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Daha açık bir anlatımla davacı, dava dışı üçüncü kişinin mal varlığına yaptığı katkıyı, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi nedeniyle davalı eşinden istemektedir. 20....

            Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 22/08/2007 tarihinde evlenmiş, 09/11/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır ( TMK 179 m)....

            Mal rejiminin sona erdiği tarih olan 19/08/2014 tarihi itibariyle bankadan kullanılan kredinin 18 taksidi ödenmiş, 102 taksidi ise ödenmiştir. Buna göre kullanılan kredinin %14,99'luk kısmı mal rejiminin sona ermesinden önce, %84,01'lik kısmı ise mal rejiminin sona ermesinden sonra ödenmiştir. Ev için kullanılan kredi ve ödenen peşinat miktarları dikkate alındığında evin alış bedelinin %99,27'lik kısmı kredi ile %0,73'lük kısmı ise peşin olarak karşılanmıştır. Taşınmazın sürüm değerinin 261.219,99- TL olduğu dikkate alındığında peşin ödenen kısımdan kaynaklı edinilmiş mal miktarı (261.219,99x0,73/100) 1.920,73- TL; ödenmiş kredilerden kaynaklı edinilmiş mal miktarı (261.219,99- 1.920,73)x14,99/100 ) 38.868,95- TL'dir. Dolayısıyla dava konusu taşınmazdan kaynaklı edinilmiş mal sayılan kısımların toplamı (38.868,95+1.920,73) 40.789,68- TL olup davacının bu miktarın yarısı kadar artık değere katılma alacağı (40.789,68/2) 20.394,84- TL artık değere katılma alacağı mevcuttur....

            İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, inceleme konusu davada, davacı tarafın mal rejiminin tasfiyesi, katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talebinde bulunduğu, tarafların kesinleşen ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/438 Esas, 2011/367 Karar sayılı dava dosyasında verilen kararla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verildiği, tarafların boşanma davasında duruşmaya iştirakle karşılıklı olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan talepleri olmadığının belirtiltiği, boşanma davasının hile ve kurguyla açılmasının temin edildiği yönündeki iddiaların söz konusu davaya ilişkin yargılamanın iadesi davasında davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı boşanma davasındaki beyanlarının mahkeme içi ikrar kabul edilmesi gerektiği belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

                UYAP Entegrasyonu